GAYRİMAHDUT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
GAYRİMAHDUT harflerini içeren 5 harfli 78 kelime bulunuyor. 5 harfli GAYRİMAHDUT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GAYDA13,
ATARİ
- Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü
ARTMA
-
Artmak işi
Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And
ARAMİ (Kelime Kökeni: Arapça ārāmī)
- MÖ 11-8. yüzyıllarda Mezopotamya'da yaşamış bir halk
MİRAT (Kelime Kökeni: Arapça mirʾāt)
- Ayna
TAMİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīr)
- Onarma, onarım
-
Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma
Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu? - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- tamir etmek
- tamire vermek
- tamir görmek
Birleşik Kelimeler: tamirhane, tamir takımı
ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)
- Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma
ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)
- Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
-
Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi
Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Çok bön, çok aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- armudun iyisini (dağda) ayılar yer
- armudun önü, kirazın sonu
- armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
- armudu soy ye, elmayı say ye
- armut dalının dibine düşer
- armut gibi
- armut piş ağzıma düş!
Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu
AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)
-
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak
- Kesenek
Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı
MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)
- İstek, dilek
-
Amaç, erek, gaye
Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- murada (veya muradına) ermek
- muradı gözünde kalmak
- murat almak
- murat etmek
DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)
- Dram
DAİMA (Kelime Kökeni: Arapça dāʾimā)
-
Her vakit, sürekli olarak
Onu daima öper ve sefere çıkacakları zaman en sonra ona veda ederlerdi. - Necip Fazıl Kısakürek
DAMAT (Kelime Kökeni: Farsça dāmād)
- Evlenmekte olan bir erkeğe, evlenme töreni sırasında verilen ad, güveyi
-
Bir kızın ailesinden olan büyüklere göre kızın kocası, güveyi
Babası da beni damat adayı olarak görüyordu. - Mahmut Yesari
- Padişah soyundan kız almış olan kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- damat girmek
DAMAR
-
Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal
Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa
- Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
-
Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı
Zengin bir altın damarı.
- Soy, yaradılış
-
Huy
Cimrilik damarı. Şairlik damarı.
- İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
- Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ
Ata Sözleri ve Deyimler
- damardan girmek
- damarı (veya damarları) kabarmak
- damarı kurusun!
- damarına (veya damarlarına) işlemek
- damarına basmak
- damarına çekmek
- damarına girmek
- damarını bulmak
- damarı tutmak
Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar
İMDAT (Kelime Kökeni: Arapça imdād)
-
Tehlikede olana yapılan yardım
Gelen imdat kuvvetinden vaktiyle haber alamıyor, mağlup oluyoruz. - Orhan Seyfi Orhon
-
`Yetişin, kurtarın` anlamlarında bir seslenme sözü
Ağlıyorsun, imdat, imdat! diyorsun. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- imdada (veya imdadına) koşmak (veya yetişmek veya erişmek)
- imdat etmek
- imdat ummak
Birleşik Kelimeler: imdat çekici, imdat freni, imdat kolu, sıhhi imdat
MİYAR (Kelime Kökeni: Arapça miʿyār)
- Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü
-
Ölçüt, ölçü
Pakize bu son fikri fazla beğenmişti ve itiraf edeyim ki Pakize'nin zevki benim için bir çeşit miyar olmuştu. - Ahmet Hamdi Tanpınar
- Ayıraç