GARDIROPÇULUK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
GARDIROPÇULUK harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli GARDIROPÇULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GARPÇI18,
KURALI
-
Kurasını çekmiş, askere gitmeyi bekleyen (asker)
Seferberlik başladığı zaman dertli analar nafakasını yok pahasına tefecilere satıyor, kuralı çocuklarına yol parası yetiştiriyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın
DARLIK
- Dar olma durumu
- Geçim zorluğu
-
İç sıkıntısı
Yüreği göğsünü yırtacak gibi hopluyor, boğazına bir darlık tıkanıyordu. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: gönlü darlık, ufku darlık, göğüs darlığı, gönül darlığı, mitral darlığı, nefes darlığı, soluk darlığı, yürek darlığı
ÇARKLI
- Çarkı olan
- Her iki yanda birer çarkı bulunan vapur
Birleşik Kelimeler: yandan çarklı
ÇARLIK
- Çar olma durumu
-
Çarın yönetiminde bulunan devlet
Rusya'da çarlık devrilmişti. - Tarık Buğra
ODALIK
-
Bir erkeğin nikâhsız olarak aldığı kadın
Eskiden bu senin dediklerini yapanlara odalık denirdi. - Burhan Felek
-
Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal
Rahmetli bilmem ne paşanın odalığı imiş. - Ercüment Ekrem Talu
DOKULU
- Dokusu olan
Birleşik Kelimeler: besi dokulu
ORDULU
- Ordu ilinden olan kimse
ORAKÇI
-
Ücret karşılığı ekin biçen kimse
Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis
PIRLAK
- Doğan, atmaca vb. yırtıcı kuşları yakalamada çağırtkan olarak kullanılan, avcılarca bir kafes içinde av yerine bırakılan kuş
PARKUR (Kelime Kökeni: Fransızca parcours)
- Binicilik, bisiklet, atletizm, yürüyüş vb. sporların yapıldığı özel yol
- Gezi ve yürüyüş yapılan özel yol
ARGOLU
- İçinde argo söz bulunan
- Argo kullanarak (konuşmak)
ORUÇLU
-
Oruç tutan (kimse), niyetli, ağzı kilitli
Semtin oruçlu halkı süzülmüş benizliler / Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer - Yahya Kemal Beyatlı
DALGIR
- Hare
ÇIPLAK
-
Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak
Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı. - Ercüment Ekrem Talu
- Saçsız (baş)
-
Üzerinde yaprak olmayan
Irmağın başında kocaman, çıplak bir tek kavak vardı. - Halide Edip Adıvar
-
İçinde gerekli eşya bulunmayan
Ankara tepelerinin birinde, boz renkli bir binanın çıplak ve dar bir odasında onunla karşı karşıyayız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Yoksul (kimse)
Askerliğini yapmamış, beş parasız, çıplak bir Cemal'in nesi vardı evlenilecek? - Necati Cumalı
-
Yalın, süssüz
Çıplak bir anlatım.
- Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü
Birleşik Kelimeler: çıplak alev, çıplak at, çıplak gözle, çıplak maaş, çıplak maden, çıplak mülkiyet, çıplak resim, çıplak tohumlular, çıplak ücret, çıplaklar kampı, baldırı çıplak
ÇARPIK
-
Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı
İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan
-
Kötü
Böylesi anlarda, diziyi çarpık bir nazarla takip etmekten geri duramıyor. - Elif Şafak
- Gerektiği gibi olmayan, düzgün olmayan
-
Aksi, ters, huysuz bir biçimde
Nedense Makbule, bu davetten çarpık dönüyordu. - Reşat Nuri Güntekin
Birleşik Kelimeler: çarpık çurpuk, çarpık kentleşme