GALVANİZLETMEK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

GALVANİZLETMEK harflerini içeren 4 harfli 230 kelime bulunuyor. 4 harfli GALVANİZLETMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AVAZ13, İVAZ13, VİZE13, VAAZ13, VAİZ13, ZEVK13, AVAM11, EZGİ11, GEZİ11, GAZİ11, GAZA11, İVME11, MEVT11, MAVİ11, AVAL10, ALEV10, AKVA10, ENVA10, EVLİ10, EVLA10, EVİN10, EVET10, KAVİ10, KİEV10, LİVA10, LAVA10, LEVA10, NEVA10, TAVA10, VAAT10, VELİ10, VENA10, VAKA10, VAKİ10, VALE10, VALİ10, VANA10, GAMA9, GEMİ9, İMGE9, AZİM8, AZMA8, AGEL8, EZME8, GİNE8, GANİ8, GALE8, GALA8, GALİ8, GENE8, GELE8, İMZA8, İZAM8, İLGA8, LİGA8, MİZA8, MEZE8, MAZİ8, ZAMK8, AZAT7, AZİL7, AZİT7, AZEL7, ALAZ7, EZEL7, EZAN7, EZİK7, ENEZ7, İZAN7, İKAZ7, KEZA7, KAZA7, LAZA7, NEZT7, NİZA7, NAZİ7, TAZE7, ZİNA7, ZİLE7, ZEKİ7, ZEKA7, ZATİ7, ZAİT7, ZAİL7, ANAM5, ANMA5, ATMA5, ALEM5, ALİM5, ALMA5, AMAL5, AMAN5, AMEL5, AMİL5, AMİN5, AMİT5, AKİM5, AKMA5, ETME5, EKİM5, EKME5, ENAM5, EMİN5, EMİK5, EMET5, EMEN5, EMEL5, EMEK5, EMAN5, ELİM5, ELMA5, ELEM5, İNME5, İNAM5, İMLA5, İTME5, İMAN5, İMAL5, İLME5, İLAM5, KAME5, KAMA5, KAİM5, KEME5, LİME5, LİMA5, LAMA5, LAME5, MİNK5, MİNE5, MİKA5, MİAT5, META5, MANİ5, MANA5, MALİ5, MALA5, MAKİ5, MAİN5, MAİL5, MALT5, MENİ5, MEKE5, MEAL5, MALE5, NEMA5, NAME5, TAAM5, TEMA5, ANAL4, ANKA4, ATAK4, ATEL4, ATİK4, ALET4, ALİL4, ALAN4, AİLE4, AKİL4, AKİT4, AKLİ4, AKNE4, ETEN4, ETİK4, ETİL4, ETKİ4, ETLİ4, ETEK4, ENLİ4, ENİK4, EKİN4, EKLİ4, ENEK4, ELTİ4, EKTİ4, ELAN4, ELEK4, ELİK4, ELİT4, ELLİ4, İNEK4, İNAT4, İNAL4, İNAK4, İANE4, İLLE4, İLLA4, İLKE4, İLAN4, İKNA4, İKEN4, İKTA4, KLAN4, KANİ4, KANT4, KANA4, KAİL4, KAİN4, KALA4, KALE4, KATİ4, KETE4, KİLE4, KELE4, KENE4, KENT4, LAİK4, LİKA4, LİNK4, LAİN4, LAKA4, LAKE4, LALA4, LALE4, LATA4, LEKE4, LİET4, NİTE4, NAAT4, NAİL4, NALE4, TİKE4, TANK4, TANE4, TALK4, TALİ4, TAKA4, TELA4, TEKE4, TEİN4

ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)

[sıfat]

[tıp]

  • Anüsle ilgili

[zarf]

  • Anüs yoluyla

ANKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿanḳā)

[isim]

  • Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka

Birleşik Kelimeler: Zümrüdüanka

ATAK

[sıfat]

  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çevik, hareketli

[halk ağzında]

  • Geveze

[isim]

[tıp]

  • Aniden başlayan hastalık nöbeti

[isim]

  • Atılım
  • Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın

[spor]

  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak

ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)

[isim]

  • Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek

ATİK

[sıfat]

  • Çabuk davranan, çevik

Birleşik Kelimeler: atik tetik

[sıfat]

[eskimiş]

  • Eski, eski zamanla ilgili

Birleşik Kelimeler: Ahd-i Atik

ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)

[isim]

  • Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
  • Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç

[teknik]

  • Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri

[mecaz]

  • Maşa

    Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alet etmek
  • alet işler, el övünür
  • alet olmak

Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti

ALİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿalīl)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hastalıklı, sakat

    Madrabaz ve kaparozcuların, hasta ve alillerin toplandığı bir merkezdir. - Burhan Felek

ALAN

[isim]

  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  • Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  • Yüz ölçümü
  • Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

[mecaz]

  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]

  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

[spor]

  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

AKİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Akıllı

    Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk n'eyledi - Yunus Emre

Birleşik Kelimeler: akil baliğ

ÂKİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳid)

[sıfat]

  • Bağıtçı

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Sözleşme
  • Nikâh

Birleşik Kelimeler: akit vaadi, akdetmek, evlilik akdi, hizmet akdi, iş akdi

AKLİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Akılla ilgili, akla dayanan, akılsal

    Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

ETEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Etene
  • Yemişlerin yenilen bölümü

ETİK (Kelime Kökeni: Fransızca éthique)

[isim]

  • Töre bilimi
  • Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü
  • Etik bilimi

[sıfat]

  • Ahlaki, ahlakla ilgili

Birleşik Kelimeler: etik bilimi