GALİBİYET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

GALİBİYET harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli GALİBİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BİLGİ11, BİLGE11, BAGET11, BELGİ11, GAYET11, GİYİT11, ABİYE9, BİYEL9, BİTEY9, BİLYE9, BEYİT9, GAİLE9, İLBAY9, BİTLİ7, BİLET7, BALET7, BELİT7, İBATE7, TABİİ7, İTİLA5, İLETİ5, TEALİ5

İTİLA (Kelime Kökeni: Arapça iʿtilāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yücelme

    Beşer denen kuş doymaz itilalara. - Tevfik Fikret

  • Yükselme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itila etmek

İLETİ

[isim]

  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

TEALİ (Kelime Kökeni: Arapça teʿālī)

[isim]

[eskimiş]

  • Yükselme, yücelme

BİTLİ

[sıfat]

  • Üstünde bit bulunan

[mecaz]

  • Cimri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bitli (veya kurtlu) baklanın da kör alıcısı olur

Birleşik Kelimeler: bitli kokuş

BİLET (Kelime Kökeni: Fransızca billet)

[isim]

  • Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge

    Biletini alıncaya kadar vapur da geldi. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biletini kesmek
  • bilet kesmek

Birleşik Kelimeler: açık bilet, kombine bilet, tam bilet, öğrenci bileti

BALET (Kelime Kökeni: Fransızca ballete)

[isim]

  • Bale yapan erkek sanatçı

BELİT

[isim]

[mantık]

  • Kendiliğinden apaçık ve bundan dolayı öteki önermelerin ön dayanağı sayılan temel önerme, mütearife, aksiyom

    `Tüm, parçaların her birinden büyüktür` sözü bir belittir.

İBATE (Kelime Kökeni: Arapça ibāte)

[isim]

[eskimiş]

  • Barındırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibate etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate

TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)

[sıfat]

  • Doğada olan, doğada bulunan
  • Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

    Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim

  • Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

    Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk

  • Yapmacık olmayan, doğal

    Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan

  • Katıksız, saf, doğal

    Tabii meyve suları.

[zarf]

  • (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak

    Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii

ABİYE (Kelime Kökeni: Fransızca habillé)

[isim]

  • Gece kıyafeti

BİYEL (Kelime Kökeni: Fransızca bielle)

[isim]

  • Makinelerde, bir ucu pistona, öbür ucu volanı çeviren kaldıraca geçirilmiş, pistonun doğrusal hareketini krankta dairesel harekete çeviren, hareketli kol

BİTEY

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bitki örtüsü

BİLYE (Kelime Kökeni: İtalyanca biglia)

[isim]

  • Çocukların oynamak için kullandığı taş, maden, toprak, cam vb.nden yapılmış küçük yuvarlak nesne, misket, cıncık, zıpzıp
  • Motorlu taşıtlarda dönme veya sürtünme etkilerini azaltmak, aşınmayı ve enerji yitimini önlemek için göbeklerdeki yataklara yerleştirilen, çoğunlukla çelikten, küçük yuvarlak

BEYİT (Kelime Kökeni: Arapça beyt)

[isim]

[edebiyat]

  • Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası

    Bazen bir beyit üzerinde günlerce uğraştığı olurdu. - Ahmet Kabaklı

[eskimiş]

  • Ev

Birleşik Kelimeler: beytülmal, şah beyit, taç beyit, imza beyti, karalama beyti, mühür beyti

GAİLE (Kelime Kökeni: Arapça ġāʾile)

[isim]

[eskimiş]

  • Sıkıntı, dert, keder, üzüntü

    Küçücük yaşta, büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür. - Ahmet Midhat

  • Uğraştırıcı iş, çekilmesi zor yük
  • İstenmeyen durum, baş belası