GALATIHİS Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

GALATIHİS harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli GALATIHİS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

LİGHT13, HASIL11, ISLAH11, SALGI11, SATIH11, GASİL10, HALİS10, HALAS10, HATIL10, HASTA10, HASAT10, İSHAL10, İHLAS10, SİLAH10, SATHİ10, SALAH10, SAHİL10, TAHIL10, AHLAT9, AHALİ9, GAİTA9, GALAT9, HİLAT9, HALAT9, İTHAL9, İHATA9, LAHİT9, TALİH9, ATLAS6, LASTA6, SALTA6, SALAT6, TALAS6

ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)

[isim]

  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim]

[coğrafya]

  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
  • Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap

    Anatomi atlası. Dil atlası.

    Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası

LASTA (Kelime Kökeni: Fransızca lasta)

[isim]

[matematik]

  • Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kilograma yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi

SALTA (Kelime Kökeni: İtalyanca salto)

[isim]

  • Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salta durmak

[isim]

[denizcilik]

  • Gergin duran bir halatı biraz koyuverme işi

[isim]

[eskimiş]

  • Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket

    Saltasını omzuna attı. Dışarıya çıktı. - Ömer Seyfettin

SALAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāt)

[isim]

[din bilgisi]

  • Namaz
  • Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua

Birleşik Kelimeler: salatüselam

TALAS

[isim]

  • Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi

[argo]

  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim]

[eskimiş]

  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

[fizyoloji]

  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]

  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

AHALİ (Kelime Kökeni: Arapça ahālī)

[isim]

  • Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk

    Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Bir yerde toplanan kalabalık

    Ahaliden kimsenin kendisini tanımaması için bir siyah mantoya bürünmüştü. - Reşat Nuri Güntekin

GAİTA (Kelime Kökeni: Arapça ġāʾiṭa)

[isim]

[eskimiş]

  • İnsan dışkısı

GALAT (Kelime Kökeni: Arapça ġalaṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yanlış kelime veya söz
  • Yanılma

    Bu garip his galatının adını hasret değil, alışkanlık koymuştu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: galatıhis, galatımeşhur

HİLAT (Kelime Kökeni: Arapça ḫilʿat)

[isim]

[tarih]

  • Kaftan

    Damat, Baltacılar Kethüdası ile bölükbaşılara hilatler giydirmiştir. - Salâh Birsel

HALAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip

Birleşik Kelimeler: halat çekme, halat fitili, halat ızgarası, halat tamburu, çelik halat, hamhalat, tel halat, açmaz halatı, baş halatı, çekme halatı, varagele halatı

İTHAL (Kelime Kökeni: Arapça idḫāl)

[isim]

  • İçine alma

[ticaret]

  • Bir ülkeye başka ülkelerden mal getirme veya satın alma

[ticaret]

  • Başka ülkelerden alınan mal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ithal etmek

Birleşik Kelimeler: ithal malı

İHATA (Kelime Kökeni: Arapça iḥāṭa)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Kuşatma

[mecaz]

  • Kavrayış, anlayış

    Biz zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihata etmek

LAHİT (Kelime Kökeni: Arapça laḥd)

[isim]

  • Duvarları taş veya tuğladan, üstü taş bir kapakla örtülü mezar

    Firavun'un açık lahitlerindeki boğuk yankıları dinledim. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Taş veya mermerden oyma mezar

TALİH (Kelime Kökeni: Arapça ṭāliʿ)

[isim]

  • Şans

    Benim küskün talihimin bana verdiği ızdırap yeter. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talihine küsmek
  • talihin kucağına atılmak
  • talihi yaver gitmek

Birleşik Kelimeler: talih kuşu, talih oyunu, kara talih, kör talih