Gal ile Başlayan Kelimeler

GAL ile başlayan 48 kelime bulunuyor. Başında GAL olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gal ile biten kelimeler. İçinde gal olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

GALVANİZLENMEK28, GALVANİZLETMEK28

13 Harfli Kelimeler

GALVANOPLASTİ29, GALVANİZLEMEK27, GALVANİZLENME27, GALVANİZLETME27

12 Harfli Kelimeler

GALATIMEŞHUR26, GALVANİZLEME26, GALVANOMETRE24, GALVANOKOTER24

11 Harfli Kelimeler

GALVANİZSİZ28, GALVANOSKOP28, GALERİCİLİK18

10 Harfli Kelimeler

GALVANİZCİ26, GALVANOTİP25, GALVANİZLİ23

9 Harfli Kelimeler

GALVANİZM23, GALVANİZE22, GALATIHİS19, GALİBARDA17, GALİBİYET17, GALEYANLI16

8 Harfli Kelimeler

GALVANİZ21, GALOŞSUZ21, GALERİCİ15

7 Harfli Kelimeler

GALVANO18, GALOŞLU16, GALEYAN13, GALERYA13, GALSAME13, GALAKSİ12, GALENİT11, GALALİT11

6 Harfli Kelimeler

GALYUM14, GALYOT13, GALEBE12, GALİBA12, GALERİ10, GALETA10

5 Harfli Kelimeler

GALOP14, GALİP13, GAL13, GALİZ12, GALON10, GALAT9

4 Harfli Kelimeler

GALE8, GALA8, GALİ8

GALE (Kelime Kökeni: Fransızca galee)

[isim]

  • İçerisinde kalıp yapılan üç tarafı kaplı, bir tarafı açık tepsi şeklinde dizgi aleti

GALA (Kelime Kökeni: İtalyanca gala)

[isim]

  • Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
  • Ön gösterim

    Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı. - Haldun Taner

GALİ (Kelime Kökeni: İtalyanca galea)

[isim]

[denizcilik]

  • Alçak ve altı düz gemi
  • Gemilerin üst güvertelerinde ve palavralarında bulunan mutfak

GALAT (Kelime Kökeni: Arapça ġalaṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yanlış kelime veya söz
  • Yanılma

    Bu garip his galatının adını hasret değil, alışkanlık koymuştu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: galatıhis, galatımeşhur

GALERİ (Kelime Kökeni: Fransızca galerie)

[isim]

  • Bir yapının birçok bölümünü aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit

    Loşluğunu ışıklar bile gidermeyen koyu mavi bir uzun galeriye girdik. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Sanat eserlerinin veya herhangi bir malın sergilendiği salon

    Hilmi Bey'in evi, bir sanat ve ihtişam galerisi değildi. - Samiha Ayverdi

  • Maden ocaklarında açılan yer altı yolu
  • Otomobil alınıp satılan yer

GALETA (Kelime Kökeni: İtalyanca galletta)

[isim]

  • Fırında pişirilerek kurutulmuş yuvarlak ve uzun peksimet

Birleşik Kelimeler: galeta unu

GALON (Kelime Kökeni: İngilizce gallon)

[isim]

  • Anglosaksonların kullandığı yaklaşık dört buçuk litrelik bir tür ölçü birimi
  • Çoğunlukla akaryakıt vb. sıvı maddeleri taşımada kullanılan, silindir biçiminde, metalden büyük kap

    Sonunda şarap galonunu başından aşağı boşaltıvermişti. - Sait Faik Abasıyanık

  • Boya sanayisinde kullanılan beş litrelik ambalaj

GALENİT (Kelime Kökeni: Fransızca galenite)

[isim]

[jeoloji]

  • İçinde doğal kurşun bulunan sülfür

GALALİT (Kelime Kökeni: Fransızca galalithe)

[isim]

  • Arı kazeinden oluşan ve birçok işte kullanılan plastik bir madde

GALAKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca galaxie)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gök ada

    Evrende milyonlarca galaksi, her galakside milyonlarca güneş var. - Aydın Boysan

GALEBE (Kelime Kökeni: Arapça ġalebe)

[isim]

[eskimiş]

  • Yengi

    Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu. - Peyami Safa

  • Üstünlük, çokluk

    Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi, şerrin hayra galebesi demekti. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • galebe çalmak

GALİBA (Kelime Kökeni: Arapça ġālibā)

[zarf]

  • Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşıldığı gibi

    Galiba o da babası gibi pek yetenekli değil. - Ahmet Ümit

GALİZ (Kelime Kökeni: Arapça ġalīẓ)

[sıfat]

  • Kaba ve çirkin

GALEYAN (Kelime Kökeni: Arapça ġaleyān)

[isim]

[eskimiş]

  • Kaynama
  • Coşma

    Bu uzvi acı, onu galeyanın son raddesine getirerek ağlattı. - Peyami Safa

  • Coşku

    Bütün Rumeli, ruhunun bütün fütuhatçı galeyanı ile Teselya'ya doğru akıyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • galeyana gelmek
  • galeyana getirmek
  • galeyan etmek

GALERYA (Kelime Kökeni: İtalyanca galleria)

[isim]

[denizcilik]

  • Eski gemilerde kıç tarafta bulunan bölüm