Gah ile Biten Kelimeler

GAH ile biten 23 kelime bulunuyor. Sonu GAH olan kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gah kelimesinin anlamı nedir? Gah ile başlayan kelimeler. İçinde gah olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

SULTANİYEGAH24

10 Harfli Kelimeler

ZİYARETGAH23, TİCARETGAH21, İSTİNATGAH19

9 Harfli Kelimeler

İBADETGAH21, İKAMETGAH18

8 Harfli Kelimeler

GÜZERGAH25, GİRİZGAH23, NAMAZGAH20, NİŞANGAH19, TALİMGAH17, KARARGAH16

7 Harfli Kelimeler

PENÇGAH22, ORDUGAH19

6 Harfli Kelimeler

ÇARGAH17, TEZGAH17, BARGAH16, DERGAH16

5 Harfli Kelimeler

GAH17, YEGAH15, SEGAH14

4 Harfli Kelimeler

AGAH12

3 Harfli Kelimeler

GAH11

GÂH (Kelime Kökeni: Farsça gāh)

[zarf]

[eskimiş]

  • Ara sıra

AGÂH (Kelime Kökeni: Farsça āgāh)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bilen, bilgili
  • Haberli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • agâh olmak

SEGÂH (Kelime Kökeni: Farsça segāh)

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde si perdesi ve bu perdedeki makam

Birleşik Kelimeler: segâh perdesi

YEGÂH (Kelime Kökeni: Farsça yegāh)

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde re perdesi ve bu perdedeki makam

Birleşik Kelimeler: sultaniyegâh

KARARGÂH (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār + Farsça -gāh)

[isim]

[askerlik]

  • Bir birlik veya kurumun, kumandan ile yardımcı şube ve bölümlerinden oluşan kuruluş

[askerlik]

  • Ordunun uzun bir süre veya geçici olarak konakladığı yer

    Siper başları, büyük karargâhın etrafı hep nöbetçi dolu idi. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Durulan veya kalınan yer

    Mor dağlara karargâhlar kurulur / Eteğinde bölük bölük durulur - Bekir Sıtkı Erdoğan

BARGÂH (Kelime Kökeni: Farsça bārgāh)

[isim]

[eskimiş]

  • İçine izinle girilen yer, otağ, yüksek divan

DERGÂH (Kelime Kökeni: Farsça dergāh)

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Tekke

    Çile çeken derviş, dergâhta kendisine gösterilen vazife dışında her istediğini okumakta ve bazı meşguliyetlerde bulunmakta serbestti. - Asaf Halet Çelebi

  • Huzur, kat

    Biçare Yunus'un çoktur günahı / Hakk'ın dergâhına yüz tutmuşum ben - Yunus Emre

TALİMGÂH (Kelime Kökeni: Arapça taʿlīm + Farsça -gāh)

[isim]

[askerlik]

  • Çeşitli uzmanlık dallarına gerekli olan uzman, öğretici vb.ni yetiştirmek amacıyla uygulamalı olarak eğitim ve öğretim vermek için oluşturulmuş askerî kuruluş

ÇARGÂH (Kelime Kökeni: Farsça çārgāh)

[isim]

[müzik]

  • Türk müziğinde `do` perdesinin adı
  • Bu perdede karar kılan makam

TEZGÂH (Kelime Kökeni: Farsça destgāh)

[isim]

  • Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa

    Bir tezgâhtan öbürüne koşuyor, bir kumaş topunu bırakıp başkasına saldırıyordu. - Refik Halit Karay

  • Kahve, meyhane vb.nde müşterilerin üzerinde yiyip içtikleri uzun masa veya büfe

    İçenlerin hepsi susmuş, kadına bakıyor, tezgâhın arkasındaki yürüyüşünü seyrediyorlardı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Üzerinde genellikle el veya küçük makinelerle iş görülen yapım aracı

    Çanak çömlek tezgâhı. Halı tezgâhı.

  • Tersane

[argo]

  • Genellikle yasal olmayan bir işi yapmak için tutulan uygunsuz yol

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tezgâh açmak
  • tezgâhı kurmak

Birleşik Kelimeler: tezgâh mengenesi, dokuma tezgâhı, vargel tezgâhı

DÜGÂH (Kelime Kökeni: Farsça dūgāh)

[isim]

[müzik]

  • Türk müziğinde bir birleşik makam

İKAMETGÂH (Kelime Kökeni: Arapça iḳāmet + Farsça -gāh)

[isim]

  • Konut

Birleşik Kelimeler: ikametgâh ilmühaberi, ikametgâh kâğıdı

İSTİNATGÂH (Kelime Kökeni: Arapça istinād + Farsça -gāh)

[isim]

[eskimiş]

  • Dayanacak, güvenecek, sığınacak yer, dayanak

NİŞANGÂH (Kelime Kökeni: Farsça nişān-gāh)

[isim]

  • Ateşli silahlarda hedefin uzaklığına ve bulunduğu yerin yüksekliğine göre namluya gereken yükseliş açısını veren, silahı bu hedefe doğrultmaya yarayan alet, nişane
  • Hedef

ORDUGÂH (Kelime Kökeni: Türkçe ordu + Farsça -gāh)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Ordunun konakladığı yer

    Komanova'ya giden derenin içinde ordugâh kurduk. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: açık ordugâh, çadırlı ordugâh