G ile Başlayan P ile Biten Kelimeler

G ile başlayan P ile biten 19 kelime bulundu.P ile başlayan G ile biten kelimeler

11 Harfli Kelimeler

GALVANOSKOP28

10 Harfli Kelimeler

GALVANOTİP25, GASTROSKOP22

9 Harfli Kelimeler

GAZİANTEP20

8 Harfli Kelimeler

GARDIROP20

7 Harfli Kelimeler

GENOTİP16

6 Harfli Kelimeler

GİRDAP16, GARAİP14

5 Harfli Kelimeler

GAZAP16, GIYAP16, GURUP15, GALOP14, GALİP13, GARİP13

4 Harfli Kelimeler

GRUP13, GASP13, GP12, GARP12, GP12

GRİP (Kelime Kökeni: Fransızca grippe)

[isim]

[tıp]

  • Yorgunluk, kırıklık, kas ağrıları, ateş vb. belirtileri olan, bulaşıcı, salgın hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza

Birleşik Kelimeler: domuz gribi, kuş gribi

GARP (Kelime Kökeni: Arapça ġarb)

[isim]

[eskimiş]

  • Batı, günindi

[isim]

  • Batı

    Beni körü körüne bir Garp medeniyetinin âşıkı zannetmeyiniz. - Peyami Safa

GAİP (Kelime Kökeni: Arapça ġāʾib)

[isim]

  • Görünmez âlem

    Gaipten bir ses geldi.

[sıfat]

[eskimiş]

  • Göz önünde olmayan, hazır bulunmayan, nerede olduğu bilinmeyen

[eskimiş]

[dil bilgisi]

  • Üçüncü kişi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gaipten haber vermek

GALİP (Kelime Kökeni: Arapça ġālib)

[sıfat]

  • Bir yarışma, karşılaşma, çatışma vb. sonunda yenen, üstün gelen, başarı kazanan

    Bunlar galipler tarafından haksızca esir edilmiş vatandaşlardı. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • galip gelmek

GARİP (Kelime Kökeni: Arapça ġarīb)

[sıfat]

  • Kimsesiz, zavallı olan
  • Yabancı, gurbette yaşayan, elgin
  • Acayip

    Aslında ben çok az konuşan biriyim. Dilimin böyle birdenbire çözülmesi çok garip. - İnci Aral

[ünlem]

  • Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz

    Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip! - Attila İlhan

[mecaz]

  • Dokunaklı, hüzün veren

    Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • garibe bir selam bin altın değer
  • garibine gitmek
  • garip bulmak
  • garip kuşun yuvasını Allah yapar

GRUP (Kelime Kökeni: Fransızca groupe)

[isim]

  • Küme

    Bir kadın grubu, gözleri komutanın penceresine dikili duruyor. - Halide Edip Adıvar

  • Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü

    Lehçeler grubu.

[mecaz]

  • Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip

[askerlik]

  • Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu

    Savaş grubu. Yürüyüş grubu. Savunma grubu.

Birleşik Kelimeler: grup mobilya, birincil grup, ikincil grup, mekân grupları, bağlaç grubu, baskı grubu, belirtme grubu, edat grubu, isnat grubu, kan grubu, medya grubu, nesne grubu, oturma grubu, özne grubu, sıfat-fiil grubu, yüklem grubu, zarf-fiil grubu

GASP (Kelime Kökeni: Arapça ġaṣb)

[isim]

  • Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma

Birleşik Kelimeler: gasbetmek, yetki gasbı

GARAİP (Kelime Kökeni: Arapça ġarāʾib)

[isim]

[eskimiş]

  • Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar

GALOP (Kelime Kökeni: Fransızca galop)

[isim]

[spor]

  • At yarışında veya hazırlık çalışmasında atın yaptığı derece

Ata Sözleri ve Deyimler

  • galop yapmak

GURUP (Kelime Kökeni: Arapça ġurūb)

[isim]

[eskimiş]

  • Ay, güneş, yıldız vb. gök cisimlerinin ufkun altına inmesi
  • Güneşin batması, batış

    Git bu mevsimde gurup vakti Cihangir'den bak. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Çökmeye, yok olmaya yüz tutma

    Acaba bir medeniyetin gurubuna mı şahit oluyorduk? - Cemil Meriç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gurup etmek

Birleşik Kelimeler: gurup rengi

GENOTİP (Kelime Kökeni: Fransızca génotype)

[isim]

  • Soy yapısı

GİRDAP (Kelime Kökeni: Farsça girdāb)

[isim]

[coğrafya]

  • Bir engelle karşılaşan su veya hava akıntısının dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri, anafor

[mecaz]

  • Tehlikeli yer veya durum

    Biz aksiyonu olmayan teorilerin girdaplarında boğulmuşuzdur. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • girdabına kapılmak

GAZAP (Kelime Kökeni: Arapça ġażab)

[isim]

  • Öfke, kızgınlık, hiddet

    En önde Tevfik, en arkada cüce, birbirinin ayaklarına basarak Emine'nin gazabından sokağa fırladılar, karanlıkta birdenbire kayboldular. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gazaba gelmek
  • gazaba uğramak
  • gazabını yenmek

GIYAP (Kelime Kökeni: Arapça ġiyāb)

[isim]

  • Yokluk, bulunmama, yitiklik

Birleşik Kelimeler: gıyap kararı

GAZİANTEP

[isim]

  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri