G ile Başlayan K ile Biten 6 Harfli Kelimeler

G ile başlayan K ile biten 6 harfli 44 kelime bulundu.K ile başlayan G ile biten 6 harfli kelimeler

GÖMGÖK27, GÖLCÜK21, GÖZLÜK21, GÖYNÜK20, GÖÇMEK20, GÖYMEK19, GÖKÇEK19, GEVŞEK19, GÖMMEK18, GÖRDEK18, GÖLLÜK18, GÖMLEK17, GÖRMEK17, GÜÇLÜK17, GEĞREK17, GEVMEK17, GÜZLÜK17, GRAFİK16, GEVREK16, GÜMRÜK15, GÜNCEK15, GÜZLEK15, GÜNLÜK14, GÜRLÜK14, GÜLLÜK14, GEÇMEK14, GEZMEK14, GOLLÜK13, GÜTMEK13, GÜLMEK13, GEDMEK13, GEZLİK13, GİYMEK13, GENZEK13, GERÇEK13, GERZEK13, GÜRLEK12, GERDEK12, GELMEK11, GİRMEK11, GİTMEK11, GEMLİK11, GERMEK11, GENLİK10

GENLİK

[isim]

  • Genişlik

[fizik]

  • Dalga genliği

[halk ağzında]

  • Bolluk, refah

Birleşik Kelimeler: dalga genliği

GELMEK

[-e]

[nesnesiz]

[-den]

  • Ulaşmak, varmak

    Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş - Bekir Sıtkı Erdoğan

  • Getirmek

    Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim. - Necati Cumalı

  • Oturmaya, ziyarete gitmek

    Dün akşam amcamlar bize geldi.

  • İsabet etmek

    Attığı top gözüme geldi

  • Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek

    Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.

  • Ortaya çıkmak, doğmak
  • Belli bir süre dolmak

    Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu. - Necati Cumalı

  • Belli bir zamana ulaşmak
  • Kadar olmak

    Boyu ancak omzuna geliyor.

  • Çıkmak, yönelmek

    Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.

  • İzlemek, takip etmek

    Çocuklar arkadan geliyordu.

  • Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak

    Kahve Brezilya'dan geliyor.

  • Katılmak, eklenmek

    Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.

  • Türemek
  • Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek

    Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.

  • Sonuç çıkmak

    Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.

  • Dayanmak, tahammül etmek

    Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.

  • Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak

    Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez. - Memduh Şevket Esendal

    Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin. - Refik Halit Karay

[-e]

  • Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek

    Dediğime geldiniz mi?

  • Etkisini herhangi bir biçimde göstermek

    Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.

  • Kazanılmak, sağlanılmak

    Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.

  • Uymak

    Bu ayakkabı sana küçük gelir.

  • Olmak, -e uğramak

    Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.

  • Akmak

    Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.

  • Düşmek, rast gelmek

    Buraya ışık gelmiyor.

  • Görünmek, sanılmak

    Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi. - Haldun Taner

[-e]

  • Uygun düşmek

    Caddelerde oturmaya gelmez. - Ömer Seyfettin

[-e]

  • Başlamak, ortaya çıkmak
  • Mal olmak

    Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.

  • Biriyle birlikte gitmek

    Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?

  • İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil

    Uykusu gelmek.

[yardımcı fiil]

  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.

  • -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar

    Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.

  • Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar

    Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.

  • -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil

    Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.

  • Herhangi bir sırada bulunmak

    Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-e gelince
  • gel de (veya gelsin de)
  • gel demesi kolay ama git demesi güçtür
  • gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
  • geldik yüze, çıktık düze
  • geleceği varsa göreceği de var
  • gelip çatmak (veya dayanmak)
  • gelip geçmek
  • gel keyfim gel
  • gelsin ... (veya gelsin ... gitsin ...)
  • gel zaman git zaman

Birleşik Kelimeler: gelgeç, gelgel, gelip geçici, gide gele, gitmeli gelmeli, varagele, rastgele, taygeldi, gelgelelim, kendigelen, karşı gelim, tümdengelim, söz gelimi, süregelmek

GİRMEK

[-e]

  • Dışarıdan içeriye geçmek

    Birlikte kiliseden içeri giriyoruz, ben topallıyorum. - Adalet Ağaoğlu

  • Sığmak

    Elim bu eldivene girmiyor.

  • Katılmak

    Bugün edebiyat imtihanına girdim. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Almak, fethetmek

    Ordularımız İstanbul'a girdiler. - Memduh Şevket Esendal

  • İncelemek, ayrıntılara inmek
  • Girişmek, başlamak

    Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum. - Nurullah Ataç

  • Bulaşmak

    Koyunlara kelebek hastalığı girdi.

  • Sulu bir şeyin veya su dolu bir yerin içine batmak veya dalmak

    Denize girmek. Ceketinin ucu tabağa giriyor.

[nesnesiz]

  • Zaman anlamlı kavramlar için gelmek

    İlkbahar girdi.

  • Ağrı, sancı başlamak, saplanmak
  • Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek

    Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu. - Ömer Seyfettin

  • İyice anlamak, iyice bilmek
  • Kavgaya tutuşmak
  • Erişmek, ulaşmak

    Yirmisine girdi.

  • Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak

    Tuz genellikle her yemeğe girer.

  • Yazılmak, başlamak

    Okula girdi.

  • Yemek yemek
  • Yüklenmek

[hukuk]

  • Tecavüz etmek, geçmek

    Komşu, tarlamıza beş metre girdi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • girecek delik aramak
  • girip çıkmak

GİTMEK

[-e]

  • Bir yere doğru yönelmek

[-den]

  • Bir yerden veya bir işten ayrılmak
  • Çıkmak, ulaşmak

    Bu yol nereye gider?

  • Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak

    Her gün çalışmaya gidiyor.

[nesnesiz]

  • Sürmek, devam etmek

    Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin. - Memduh Şevket Esendal

  • Yakışmak, yaraşmak

    Bu renk ona gitmedi.

  • Tüketilmek, harcanmak

    Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor. - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Götürülmek, gönderilmek

    Haber daha yeni gitti.

[nesnesiz]

  • Yeter olmak, yetmek, yetişmek

    İki ton kömür üç ay gider.

[nesnesiz]

  • Yürümek, yol almak

    Bu at iyi gider.

[nesnesiz]

  • Dayanmak

    Bu giysi iki yıl gider.

[nesnesiz]

  • Geçmek

    Yaz gitti, kış geldi.

[nesnesiz]

  • Herhangi bir durumda olmak

    Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?

[nesnesiz]

  • Yok olmak, elden çıkmak

    Gemiler ve saray hepsi gitti. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Ölmek

    Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın - Âşık Veysel

  • Başvurmak, yapmak

    Mahkemeye gitmek.

[nesnesiz]

  • Bir şey zarar görmüş olmak

    Duvarın boyası gitmiş.

[nesnesiz]

  • Makine, işlemek, çalışmak

    Bu saat iyi gidiyor.

[-den]

  • Satılmak

    Altın kaçtan gidiyor? - Sait Faik Abasıyanık

  • Yapmak

    Para ayarlamasına gitmek.

[mecaz]

  • Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak

    Bu işin sonu nereye gider.

[yardımcı fiil]

  • Değerlendirmek, saymak, karşılamak

    Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • giden gelse dedem gelirdi
  • gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (veya bulmamak) var
  • gitsin
  • gitti
  • gitti de geldi
  • gitti gider (dahi gider)

Birleşik Kelimeler: gide gele, gide gide, gitgide, gitmeli gelmeli

GEMLİK

[isim]

  • Bursa iline bağlı ilçelerden biri

GERMEK

[-i]

  • Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek

    Yayı daha germe / Kıracaksın - Behçet Necatigil

[-e]

[-i]

  • Gergin bir şeyle örtmek
  • Kol, bacak, uzatmak

[mecaz]

  • Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek

Birleşik Kelimeler: gergevşet

GÜRLEK

[isim]

  • Çağlayan

GERDEK (Kelime Kökeni: Farsça girdek)

[isim]

  • Gelin ve damadın düğün gecesi baş başa kalmaları ve ilk kez birlikte olmaları

    İki yüz yaşına bastıktan sonra mı gerdek sefası süreceğiz acaba? - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gerdeğe girmek

GOLLÜK

[sıfat]

  • Gol olmaya elverişli, gol olabilecek

    Bu, gollük bir şuttu.

GÜTMEK

[-i]

  • Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Bir düşünceyi veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak

    Amaç gütmek.

[mecaz]

  • Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güttüğüm domuzu bana öğretme

Birleşik Kelimeler: işgüder, eş güdüm

GÜLMEK

[nesnesiz]

  • İnsan, hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak

    O ne söylese sinirli sinirli ve tabii olmayan gülüşü ile gülüyordu. - Halide Edip Adıvar

  • Mutlu, sevinçli zaman geçirmek, eğlenmek, hoşça vakit geçirmek

[-e]

  • Biriyle alay etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gülerim! (veya güleyim bari!)
  • gülerken ısırmak
  • güler misin, ağlar mısın!
  • gülme komşuna, gelir başına
  • gülmekten kırılmak (veya katılmak veya yarılmak)
  • gülüp geçmek
  • gülüp oynamak (veya söylemek)

Birleşik Kelimeler: güle güle, güle oynaya, yüze gülücü

GEDMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Gedik açmak, çentmek, delmek

GEZLİK

[isim]

  • Eğri kılıçların ağız bölümü

GİYMEK

[nesnesiz]

  • Örtünüp korunmak için bir şeyi vücuduna geçirmek

    Kapalı çarşı zevkine göre alafranga sayılabilecek bir entari giymişti. - Orhan Veli Kanık

[mecaz]

  • Ağır söz veya hakareti, küçültücü davranışı ses çıkarmadan dinlemek

    Biri ağzına geleni söyledi, öbürü de güzelce giydi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • giydiği yakışırken eller bakışırken

GENZEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Genizden konuşan