FUZULİ ile Oluşan Kelimeler (FUZULİ Kelime Türetme)

FUZULİ harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. FUZULİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fuzuli kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

FUZULİ17

4 Harfli Kelimeler

UFUL12

3 Harfli Kelimeler

FUL10, FLU10, FİL9, LİF9, ZİL6, ULU5

2 Harfli Kelimeler

UF9, UZ6, İZ5, İL2

İL

[isim]

  • Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet

    İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. - Anayasa

  • Şehrin niteliklerini taşıyan büyük yerleşim yeri
  • Ülke, yurt

[tarih]

  • Eski Türklerde devlet

Birleşik Kelimeler: ilbay

ULU

[sıfat]

  • Erdemleri bakımından çok büyük, yüce

    Aile uluları arasında buna bir çare bulmak için dertleşmeler olur. - Reşat Nuri Güntekin

  • Çok yüksek, çok büyük olan (şey)

    Dökülen meyvelerinden fazla, açılmış çiçekleri bulunan bir ulu ağaç. - İbrahim Alâeddin Gövsa

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZİL (Kelime Kökeni: Farsça zil)

[isim]

  • İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç

[müzik]

  • Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne

    Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil takıp oynamak

Birleşik Kelimeler: zilzurna, elektrikli zil, elektrik zili, teneffüs zili

[sıfat]

[argo]

  • Parasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil kalmak

UZ

[sıfat]

  • İyi, güzel
  • İşe yatkın, becerikli, mahir

Birleşik Kelimeler: eli uz

[zarf]

  • Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim

FİL (Kelime Kökeni: Arapça fīl)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Filgillerin hortumlular takımından, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok iri, kalın derili hayvan (Elephas)
  • Satrançta çapraz hareket ettirilen taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fil gibi

Birleşik Kelimeler: fildişi, fil dişi, fil elması, fil faresi, fil hastalığı, filkulağı, fil yürüyüşü

LİF (Kelime Kökeni: Arapça līf)

[isim]

  • Her türlü maddeyi oluşturan çok ince ve uzun parça

    Ihlamur lifleriyle tavana asılmış kış kavunları gözünün önüne geliyordu. - Falih Rıfkı Atay

  • Yıkanmak için kullanılan bitki telleri demeti veya türlü ipliklerden yapılmış örgü

    Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı. - Cahit Uçuk

[biyoloji]

  • Tel

Birleşik Kelimeler: lif lif, cam lifi, kaya lifi

UF (Kelime Kökeni: ünl.)

  • Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz

    Uf, parmağım yandı!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uf olmak

FUL (Kelime Kökeni: Arapça fūl)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
  • Küçük taneli bir tür bakla

Birleşik Kelimeler: Hint fulü, Mısır fulü

[isim]

  • Poker oyununda eldeki beş kâğıttan üçünün aynı renk veya biçimde, ikisinin başka bir renk veya biçimde olması durumu

FLU (Kelime Kökeni: Fransızca flou)

[sıfat]

  • Tam olarak belli olmayan

[isim]

  • Fotoğrafta net olmayan görüntü

UFUL (Kelime Kökeni: Arapça ufūl)

[isim]

[eskimiş]

  • Yıldızın batması

[mecaz]

  • Ölme

FUZULİ (Kelime Kökeni: Arapça fużūlī)

[sıfat]

  • Yersiz, gereksiz

    Hemşire tutmak fuzuli masraf, bizler ne güne duruyoruz? - Attila İlhan

[zarf]

  • Yersiz, gereksiz bir biçimde