FREKANS Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

FREKANS harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli FREKANS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAKS11, FARS11, SARF11, SERF11, SEFA11, FRAK10, FREN10, FAKR10, FARE10, FARK10, FENA10, KAFE10, AKSE5, ESNA5, KARS5, KASE5, RAKS5, SAKE5, SERA5, SENA5, AKNE4, KARE4, RENK4

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)

[isim]

[matematik]

  • Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba

[sıfat]

  • Bu biçimde olan

    Kare masa.

  • İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi

    Kare as. Kare kız.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-in karesi
  • karesini almak

Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare

RENK (Kelime Kökeni: Farsça reng)

[isim]

  • Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum

    Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu Amerikan boksörlerine benziyordu. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Nitelik

    İşin rengi değişti.

[mecaz]

  • Çeşitlilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rengi atmak (veya kaçmak veya uçmak)
  • rengini belli etmek
  • rengi solmak
  • renk almak
  • renk gelmek
  • renk katmak
  • renkten renge girmek
  • renk vermek
  • renk vermemek

Birleşik Kelimeler: renk bilimi, renk cümbüşü, renkgideren, renk körü, renkölçer, renk ölçme, renk yuvarı, basit renk, metalik renk, ölü renk, pastel renk, rengârenk, sağır renk, şekerrenk, açık kahverengi, alev rengi, altın rengi, bakır rengi, bal rengi, barut rengi, buğday rengi, çivit rengi, demir rengi, duman rengi, erguvan rengi, fes rengi, fildişi rengi, gurup rengi, fındık rengi, fıstık rengi, filiz rengi, gül rengi, gümüş rengi, hardal rengi, kahverengi, kemik rengi, kestane rengi, kimyon rengi, kiremit rengi, koyu kahverengi, kurşun rengi, kül rengi, leylak rengi, lila rengi, limon rengi, menekşe rengi, nohut rengi, pas rengi, portakal rengi, saman rengi, sincap rengi, saz rengi, şarap rengi, tahin rengi, tarçın rengi, ten rengi, toprak rengi, tütün rengi, zeytin rengi, sıcak renkler, soğuk renkler

AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)

[isim]

[tıp]

  • Hastalık nöbeti, kriz

Birleşik Kelimeler: kalp aksesi

ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)

[isim]

  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak

KARS

[isim]

  • Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)

[isim]

  • Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak

    Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz

Birleşik Kelimeler: kâseifağfur

RAKS (Kelime Kökeni: Arapça raḳṣ)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir tür dans

    Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı - Yahya Kemal Beyatlı

[fizik]

  • Salınım

Ata Sözleri ve Deyimler

  • raks etmek

Birleşik Kelimeler: raks aksağı

SAKE (Kelime Kökeni: Fransızca saké)

[isim]

  • Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı

SERA (Kelime Kökeni: İtalyanca serra)

[isim]

  • Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, limonluk, ser (II)

SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)

[isim]

[eskimiş]

  • Övme

Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena

FRAK (Kelime Kökeni: Fransızca frac)

[isim]

  • Resmî törenlerde giyilen uzun etekli, eteğinin arkası beline kadar yırtmaçlı, siyah erkek ceketi veya takımı

    Babam Cumhuriyet Bayramı törenlerine frak ve silindir giyerek katılırdı. - Çetin Altan

FREN (Kelime Kökeni: Fransızca frein)

[isim]

[teknik]

  • Bir makinenin, herhangi bir taşıtın hızını kesmeye veya onu durdurmaya yarayan mekanizma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • freni patlamak (veya tutmamak)
  • fren yapmak

Birleşik Kelimeler: fren mesafesi, acı fren, havalı fren, kazık fren, el freni, imdat freni

FAKR (Kelime Kökeni: Arapça faḳr)

[isim]

[eskimiş]

  • Yoksulluk, fukaralık

    Bu dakikadan itibaren önümüzde yürüyecek olan bu genç adam, azlıkla, fakr ile, mazlumluk ve mağlubiyetle ittifak etmişti. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

Birleşik Kelimeler: fakruzaruret

FARE (Kelime Kökeni: Arapça fāre)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sıçangillerden, küçük vücutlu, kemirgen, memeli hayvan (Mus)

    Tarla faresi. Fındık faresi.

[bilişim]

  • Düz bir yüzey üzerinde yuvarlanan bir top aracılığıyla imlecin hareketini sağlayan elektronik araç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fare çıktığı deliği bilir
  • fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (veya kıçına) kabak bağlamış
  • fare düşse başı yarılır
  • fareler cirit atmak (veya oynamak)

Birleşik Kelimeler: fare deliği, faredişi, farekulağı, farekuyruğu, fare otu, kör fare, sivrifare, cep faresi, çatı faresi, fındık faresi, fil faresi, firavun faresi, kamyon faresi, lağım faresi, otel faresi, tarla faresi