FRANSİYUM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

FRANSİYUM harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli FRANSİYUM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FURYA14, AFSUN13, FANUS13, MARUF13, MASİF13, FİRMA12, FRİSA12, İNSAF12, İSRAF12, RUFAİ12, SAFİR12, İRFAN11, SİMYA9, YUNMA9, İSYAN8, MİYAR8, MURİS8, MUNİS8, MASUN8, MASNU8, NAMUS8, SUNMA8, SAMUR8, YASİN8, MİRAS7, ARSİN6, NASİR6

ARSİN

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

NASİR (Kelime Kökeni: Arapça nās̱ir)

[isim]

[eskimiş]

  • Nesir yazan, nesir ustası

    Başlıca şair ve nasirleri tamamıyla öğrenmek için külliyat okumak merakına düştüm. - Yahya Kemal Beyatlı

MİRAS (Kelime Kökeni: Arapça mīrās̱)

[isim]

[hukuk]

  • Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke

[mecaz]

  • Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik

[mecaz]

  • Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey

    Hatta bazıları mesleğin püf noktalarını anlatan kitaplar yazıp tecrübelerini gelecek nesillere miras bırakmışlardı. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek

Birleşik Kelimeler: mirasyedi, reddimiras, baba mirası

İSYAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṣyān)

[isim]

  • Başkaldırı

    Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • isyan bayrağı (veya bayrağını) açmak (veya çekmek)
  • isyan etmek
  • isyanları oynamak

MİYAR (Kelime Kökeni: Arapça miʿyār)

[isim]

[eskimiş]

  • Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü

[mecaz]

  • Ölçüt, ölçü

    Pakize bu son fikri fazla beğenmişti ve itiraf edeyim ki Pakize'nin zevki benim için bir çeşit miyar olmuştu. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[kimya]

  • Ayıraç

MURİS (Kelime Kökeni: Arapça mūris̱)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Miras bırakan

MUNİS (Kelime Kökeni: Arapça mūnis)

[sıfat]

  • Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
  • Cana yakın, uysal, sevimli

    Ağlamaktan renkleri silinmiş zannolunan küçük munis gözleriyle bakıyordu. - Orhan Seyfi Orhon

[mecaz]

  • Uygun

    Bu fikir birdenbire bana o kadar munis, yapılabilmesi o kadar kolay göründü ki hemen yola düştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

MASUN (Kelime Kökeni: Arapça maṣūn)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Korunan, korunmuş

    Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin. - Sait Faik Abasıyanık

  • Saklanmış

MASNU (Kelime Kökeni: Arapça maṣnūʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sanatla yapılmış (ürün)
  • Aslı olmayan, uydurma, yapma, düzme, düzmece, sahte

NAMUS (Kelime Kökeni: Arapça nāmūs)

[isim]

  • Bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet

    Fakat durup dururken, kendi yağıyla kavrulan bir genç kız namusuna bu kadar namussuzca iftira olur mu? - Etem İzzet Benice

  • Dürüstlük, doğruluk

    Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim. - Mehmet Kaplan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • namusu iki paralık olmak
  • namusuna dokunmak
  • namusuna sinek kondurmamak
  • namusunu temizlemek
  • namusu temizlenmek
  • namusuyla yaşamak

Birleşik Kelimeler: namus belası, namus borcu, namus cinayeti, namus davası, namus sözü

SUNMA

[isim]

  • Sunmak işi

    Ben sadece ballar balından birkaç çeşni sunmaya çalıştım. - Ahmet Kabaklı

SAMUR (Kelime Kökeni: Arapça semmūr)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Sansargillerden, Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibellina)

[sıfat]

  • Bu hayvanın postundan yapılan

Birleşik Kelimeler: samur kaşlı, samur kürk, su samuru

YASİN (Kelime Kökeni: Arapça yāsin)

[isim]

  • Kur'an surelerinden biri

    Sonra arkasından lokma filan dökmek değil a, bir Yasin, bir Fatihacık bile okuyan bulunmaz. - Ömer Seyfettin

SİMYA (Kelime Kökeni: Arapça sīmiyā)

[isim]

  • Alşimi

YUNMA

[isim]

  • Yunmak işi