[sıfat]

[coğrafya]

• Kuzey Kutbu'yla ilgili, Kuzey Kutbu yakınında olan

  Arktik kuşak.

[isim]

[eskimiş]

• İncelik, naziklik

  Onun hummalar içinde yatan güzel yüzünü görünce hüzün ve rikkatinden yanaklarına akan bir iki damla yaşı tutamadı. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

• rikkat vermek

[isim]

[askerlik]

• Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen işaret

• Belli bir topluluğa özgü olan işaret

[isim]

[kimya]

• Klorik asit

[sıfat]

• Kiralanmış olan

[sıfat]

• Kargaşa içinde olan

  Bu kaotik şehrin en fazla, zaman tanımayan solumasını seviyordu. - Nermin Bezmen

[sıfat]

• Kartı olan

[isim]

• Kar kuyusu

• Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar veya buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe

[isim]

• Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi

[isim]

[fizik]

• Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi, ısın

• Besinlerin, dokular içinde yanarak vücudun sıcaklık ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü

  Dimağ ve beden cevherlerini döken çocukları hesaplı bir kalori ile beslemek lazımdı. - Cahit Uçuk

[sıfat]

• Genç, toy

• Henüz evcilleşmemiş, alışmamış (hergele)

[isim]

• Derviş

[sıfat]

• Ortası olan

  Beş ortalı defter.

[sıfat]

• Kiloca fazla olan, ağır çeken

  Ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

• Çok, fazla

  Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti. - Tarık Buğra

[mecaz]

• Ağır, şiddetli

  Önce Bekir'in omzuna okkalı bir sille indirdi. - Necati Cumalı

[sıfat]

• Tokası olan, toka takılmış olan

  Başına, altın kaplama tokalı, yana sarkan çuha püsküllü bir şapka giymiş. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[eskimiş]

• Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir