FİYASKOSUZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
FİYASKOSUZ harflerini içeren 4 harfli 39 kelime bulunuyor. 4 harfli FİYASKOSUZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FOYA13,
AKİS (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks)
-
Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı
İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu. - Yahya Kemal Beyatlı
- Bir cismin parlak bir yüzeyde görünmesi
- Bir şeyin başka bir şey üzerinde yarattığı etki
- Evirtim
- Evirme
Ata Sözleri ve Deyimler
- akis uyandırmak
Birleşik Kelimeler: aksetmek, aksettirmek, aksiseda, aksülamel
AKSİ
-
Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi
Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti. - Osman Cemal Kaygılı
-
Uygun olmayan
Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı. Gazozları yetiştiremedik. - Ahmet Kutsi Tecer
-
İnatçı, hırçın, huysuz
Ben bu aşçı kadar çılgın ve aksi insan görmedim. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- aksi gibi
- aksi şeytan
- aksi tesadüf
Birleşik Kelimeler: aksi aksi, aksi hâlde, aksi takdirde
SAKİ (Kelime Kökeni: Arapça sāḳī)
- İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse
SAİK (Kelime Kökeni: Arapça sāʾiḳ)
- Sebep
- Güdü
AKSU
- Katarakt
- Isparta iline bağlı ilçelerden biri
- Antalya iline bağlı ilçelerden biri
KOSA (Kelime Kökeni: Rusça)
- Bir tür uzun saplı orak
KAOS (Kelime Kökeni: Fransızca chaos)
- Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu
- Kargaşa
SAKO (Kelime Kökeni: İtalyanca sacco)
-
Paltoya benzer bir tür üstlük
Hava sıcak, arkasındaki uzunca sako omuzlarından sarkıyor, fesi terden yapışıyor ancak aldırmıyor, yürüyordu. - Memduh Şevket Esendal
İKAZ (Kelime Kökeni: Arapça īḳāẓ)
- Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih
- Uyandırma
Ata Sözleri ve Deyimler
- ikaz etmek
Birleşik Kelimeler: ikaz lambası, ikaz yeleği
SOKU
-
Taş dibek
Evlerinin önü bulgur sokusu / Yel estikçe gelir yârin kokusu - Halk türküsü
- Dibekte, havanda tahıl dövmeye yarayan tokmak
SİYA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Kürekleri tersine kullanarak sandalı geriye yürütme
Birleşik Kelimeler: siya siya
UYAK
- Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynı ahengi veren heceler veya aynı görevde olmayan ancak benzeşen sesler, kafiye
Birleşik Kelimeler: iç uyak, yarım uyak
KOYU
-
Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı
Koyu pekmez. Koyu süt.
-
Rengi açık olmayan, daha belirgin olan, açık karşıtı
Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu. - Halide Edip Adıvar
- Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi
-
Aşırı (davranış, düşünce vb.)
Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Derin, hararetli
Koyu bir sohbet.
Birleşik Kelimeler: koyu gri, koyu kahverengi, koyu kır, koyu kırmızı, koyu koyu, koyu lacivert, koyu mavi, koyu pembe, koyu sarı, koyu yeşil
KOZA (Kelime Kökeni: Farsça ġūze)
-
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
Pamuk kozası. İpek kozası.
- İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak
Ata Sözleri ve Deyimler
- koza çekmek
- kozasına çekilmek
OYSA
- Aralarında karşıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi “tersine olarak, aksine” anlamlarıyla birbirine bağlayan bir söz, oysaki, hâlbuki, meğer