Fir ile Başlayan Kelimeler

FİR ile başlayan 18 kelime bulunuyor. Başında FİR olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fir ile biten kelimeler. İçinde fir olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

FİRAVUNLAŞMAK30

12 Harfli Kelimeler

FİRAVUNLAŞMA29, FİRKETELEMEK19

11 Harfli Kelimeler

FİRKETELEME18

10 Harfli Kelimeler

FİRAVUNLUK24

7 Harfli Kelimeler

FİRAVUN20, FİRFİRİ19, FİRAKLI14, FİRKETE13

6 Harfli Kelimeler

FİRUZE16, FİRARİ12, FİRKAT12

5 Harfli Kelimeler

FİREZ14, FİRMA12, FİRAR11, FİRİK11, FİRAK11

4 Harfli Kelimeler

FİRE10

FİRE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[ticaret]

  • Ağırlık yitimi
  • Bir iş yapılırken çıkan artık parça

[sıfat]

  • Eksik, noksan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fire vermek

FİRAR (Kelime Kökeni: Arapça firār)

[isim]

  • Kaçma, kurtulma

    Bu gidişe firar denilmez, kurtuluşa gidiyoruz. - Aka Gündüz

[hukuk]

  • Bir sanık, tutuklu veya hükümlünün gözcülerin elinden kurtulması

    Bu ikinci firar teşebbüsünden sonra kendim de pişman oldum. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • firar etmek

FİRİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Olgunlaşmak üzere olan tahıl

    Firik, daha yeşilken koparılıp kurutulmuş buğday taneleridir, pilavında bir taze çimen ve ilkbahar kokusu vardır. - Refik Halit Karay

  • Çerez olarak yenen tahıl kavurgası

FİRAK (Kelime Kökeni: Arapça firāḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayrılık

FİRARİ (Kelime Kökeni: Arapça firārī)

[sıfat]

  • Kaçak, kaçkın, kaçmış olan (kimse)

FİRKAT (Kelime Kökeni: Arapça firḳat)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayrılık

    Bir firkat geldi de durdum ağladım / Öpüp kokladığım güller perişan - Karacaoğlan

FİRMA (Kelime Kökeni: İtalyanca firma)

[isim]

[ticaret]

  • Tüzel kişiliği olsun olmasın bir ekonomik etkinlik birimi

FİRKETE (Kelime Kökeni: İtalyanca forchetta)

[isim]

  • Kadınların saçlarını tutturmak için kullandıkları U biçimindeki naylon veya telden saç tokası

    Kadının başına doladığı örgülerden biri, firketelerden kurtulup omzuna düşüyor eğilince. - Nezihe Meriç

FİRAKLI

[sıfat]

  • Üzüntülü, dokunaklı, içe işleyen

    Başka türlü yazamazdı, canı isterse hem onun yazacağı çok tesirli, firaklı olurdu. - Refik Halit Karay

FİREZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Ekin

    Ekine firez derler / Güzele beyaz derler - Halk türküsü

  • Biçilmiş tarlada kalan tahıl kökleri, anız

    Firezleri, biçerdöverlerin oraya buraya fırlattığı sapları tepeleyerek geçtiler. - Yaşar Kemal

FİRUZE (Kelime Kökeni: Farsça pīrūze)

[isim]

[mineraloji]

  • Küpe ve yüzük taşı gibi süslemede kullanılan, mavi renkli, saydam olmayan hidratlı doğal alüminyum ve fosfattan oluşan değerli bir mineral

FİRKETELEME

[isim]

  • Firketelemek işi

FİRKETELEMEK

[-i]

  • Firkete ile tutturmak

FİRFİRİ (Kelime Kökeni: Arapça firfīrī)

[isim]

  • Parlak kızıl renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

FİRAVUN (Kelime Kökeni: Arapça firʿavn)

[isim]

[tarih]

  • Eski Mısır hükümdarlarına verilen unvan
  • İskambil kâğıtlarıyla oynanan bir oyun türü

[mecaz]

  • Kibirli, suratsız ve kötü yürekli kimse

Birleşik Kelimeler: firavun faresi, firavun inciri