FİLİZ ile Oluşan Kelimeler (FİLİZ Kelime Türetme)

FİLİZ harflerinden oluşan 7 kelime bulunuyor. FİLİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Filiz kelimesinin anlamı nedir? Filiz ile başlayan kelimeler. İçinde filiz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

FİLİZ14

4 Harfli Kelimeler

FİİL10

3 Harfli Kelimeler

FİL9, LİF9, ZİL6

2 Harfli Kelimeler

İZ5, İL2

İL

[isim]

  • Ülkenin vali yönetimindeki bölümü, vilayet

    İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır. - Anayasa

  • Şehrin niteliklerini taşıyan büyük yerleşim yeri
  • Ülke, yurt

[tarih]

  • Eski Türklerde devlet

Birleşik Kelimeler: ilbay

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZİL (Kelime Kökeni: Farsça zil)

[isim]

  • İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç

[müzik]

  • Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne

    Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole! - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil takıp oynamak

Birleşik Kelimeler: zilzurna, elektrikli zil, elektrik zili, teneffüs zili

[sıfat]

[argo]

  • Parasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zil kalmak

FİL (Kelime Kökeni: Arapça fīl)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Filgillerin hortumlular takımından, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok iri, kalın derili hayvan (Elephas)
  • Satrançta çapraz hareket ettirilen taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fil gibi

Birleşik Kelimeler: fildişi, fil dişi, fil elması, fil faresi, fil hastalığı, filkulağı, fil yürüyüşü

LİF (Kelime Kökeni: Arapça līf)

[isim]

  • Her türlü maddeyi oluşturan çok ince ve uzun parça

    Ihlamur lifleriyle tavana asılmış kış kavunları gözünün önüne geliyordu. - Falih Rıfkı Atay

  • Yıkanmak için kullanılan bitki telleri demeti veya türlü ipliklerden yapılmış örgü

    Yumuşak lifi alarak kurnaya batırdı. - Cahit Uçuk

[biyoloji]

  • Tel

Birleşik Kelimeler: lif lif, cam lifi, kaya lifi

FİİL (Kelime Kökeni: Arapça fiʿl)

[isim]

  • İş, davranış

[dil bilgisi]

  • Olumlu veya olumsuz olarak çekimli durumda zaman kavramı taşıyan veya zaman kavramı ile birlikte kişi kavramı veren kelime, eylem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fiile koymak

Birleşik Kelimeler: fiil cümlesi, fiil çekimi, fiil gövdesi, fiil kökü, fiil tabanı, fiil tasrifi, fiilden türeme fiil, fiilden türeme isim, aktif fiil, bağ-fiil, birleşik fiil, çekimli fiil, dönüşlü fiil, edilgen fiil, ek fiil, etken fiil, ettirgen fiil, isimden türeme fiil, işteş fiil, olumlu fiil, olumsuz fiil, sıfat-fiil, türemiş fiil, yardımcı fiil, zarf-fiil, fiili bozuk, bağlama zarf-fiili, beklenmezlik fiili, bitirme fiili, geçmiş zaman sıfat-fiili, gelecek zaman sıfat-fiili, geniş zaman sıfat-fiili, mutavaat fiili, müşareket fiili, sürerlik fiili, tezlik fiili, yakınlık fiili, yaklaşma fiili, yeterlik fiili

FİLİZ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin (II), cımbar, çıvgın, şıvgın

    Yeşil çeltik filizleri bir parmak uzunluktaydı. - Yaşar Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • filiz gibi
  • filiz vermek

Birleşik Kelimeler: filizkıran, filiz rengi

[isim]

[jeoloji]

  • Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği

    Demir filizi. Bakır filizi.

Birleşik Kelimeler: maden filizi, soya filizi, turp filizi