FEYLESOFLUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
FEYLESOFLUK harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli FEYLESOFLUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FOKUS14,
KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)
- Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
- Ekinlerde başak
-
Külçe biçimindeki şeker
Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan
- Baş, kafa
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
ESLEK
- Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti
KULLE
-
Büyük bağ evi
Bağdaki ailelerin bütün çocuklarını kulle dışında bir başka evde toplamışlardı. - Tarık Dursun K.
KESEL (Kelime Kökeni: Arapça kesel)
- Gevşeklik, tembellik
Ata Sözleri ve Deyimler
- kesel gelmek
Birleşik Kelimeler: kesel perdesi
KELES
- Bursa iline bağlı ilçelerden biri
SELEK
- Cömert
Birleşik Kelimeler: eli selek
SEKEL (Kelime Kökeni: Fransızca séquelle)
-
Bir hastalıktan sonra yerleşip kalan işlev veya doku bozukluğu
Kırık ve çıkık sekellerine kaplıca yararlıdır.
EKOSE (Kelime Kökeni: Fransızca écossais)
-
Çeşitli renk ve büyüklükteki karelerden oluşan (desen veya kumaş)
Kendi tüyleri ile hiç asorti olmayan ekose bir yelek giymiş. - Haldun Taner
KOLLU
-
Kolu olan
Kollu sandalye.
- Herhangi bir biçimde kolu olan
Birleşik Kelimeler: karpuz kollu
YELEK
-
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
Ok yeleği.
- Kuş kanadının büyük tüyü, telek
Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği
KOLSU
- Kolu andıran, kola benzeyen, kol gibi
Birleşik Kelimeler: kolsu ayaklılar
KOLYE (Kelime Kökeni: Fransızca collier)
-
Ucuna süs eşyaları konularak boyna takılan takı
Mercandan bir kolye ile mercan küpeler takmıştı. - Necati Cumalı
SOLUK
-
Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes
Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. - Reşat Nuri Güntekin
- Ciğerlere hava alıp verme
-
Tarz
Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.
Ata Sözleri ve Deyimler
- soluğu (bir yerde) almak
- soluğu kesilmek (veya tutulmak)
- soluğunu kesmek
- soluk aldırmamak
- soluk almak
Birleşik Kelimeler: soluk almadan, soluk borusu, soluk darlığı, soluk kesici, soluk soluğa, gürsoluk, ses soluk, bir solukta
-
Rengi atmış olan, solmuş, uçuk
General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor. - Esat Mahmut Karakurt
-
Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık)
Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş. - Yusuf Ziya Ortaç
- Rengi kaybolmuş, matlaşmış (nesne)
Birleşik Kelimeler: soluk benizli
SEYEK (Kelime Kökeni: Farsça se + yek)
- Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin üçlü, öbürünün birli gelmesi, üç bir
YOLLU
-
Yolu herhangi bir nitelikte olan
Bozuk yollu bir mahalle.
-
Çizgili
Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi. - Orhan Kemal
-
Hızlı giden (taşıt)
Yollu gemi.
-
Kuralına uygun
Bu hiç de yollu bir iş değildi.
-
Herhangi bir nitelikte, biçimde
İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım. - Falih Rıfkı Atay
- Kolayca elde edilen kadın
- Parası olan
Birleşik Kelimeler: alay yollu, hafif yollu, nasihat yollu, şaka yollu