FERİŞTAH Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

FERİŞTAH harflerini içeren 5 harfli 45 kelime bulunuyor. 5 harfli FERİŞTAH kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AHFEŞ18, FAHİŞ18, FATİH15, FAHRİ15, FAHTE15, FETHA15, FETİH15, FERAH15, FERİH15, HERİF15, HAFİT15, HATİF15, İTHAF15, REFAH15, AFİŞE14, EŞRAF14, FETİŞ14, ŞİFRE14, ŞERİF14, HAŞİR12, İŞTAH12, ŞERHA12, ŞAHİT12, ŞEHİT12, ŞEHİR12, ARİFE11, ETRAF11, EFRAT11, FİTRE11, İFRAT11, İFTAR11, RAFİT11, TARİF11, TERFİ11, AHRET9, İHTAR9, TARİH9, TEHİR9, İRŞAT8, İŞRET8, REŞİT8, ŞERİT8, ŞAİRE8, TİRŞE8, TEŞRİ8

İRŞAT (Kelime Kökeni: Arapça irşād)

[isim]

[eskimiş]

  • Doğru yolu gösterme, uyarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irşat etmek

İŞRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿişret)

[isim]

[eskimiş]

  • İçki içme

    İşret meclisi.

REŞİT (Kelime Kökeni: Arapça reşīd)

[sıfat]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Ergin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reşit olmak

ŞERİT (Kelime Kökeni: Arapça şerīṭ)

[isim]

  • Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası

    Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. - Falih Rıfkı Atay

  • Dar, uzun kıyı parçası

    Deniz şeridi. Kara şeridi.

  • Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası
  • Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri

    Sol şerit geçişe ayrılmıştır.

[hayvan bilimi]

  • Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerit değiştirmek

Birleşik Kelimeler: şerit balığı, şerit ihlali, şerit makarna, şerit metre, şerit perde, manyetik şerit, sağ şerit, sol şerit, daktilo şeridi, emniyet şeridi, güvenlik şeridi, sahil şeridi, sığır şeridi, suşeridi, tırmanma şeridi, trafik şeridi

ŞAİRE (Kelime Kökeni: Arapça şāʿire)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın şair

TİRŞE (Kelime Kökeni: Farsça terāşe)

[isim]

  • Yeşil ile mavi arası renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Parşömen

Birleşik Kelimeler: tirşe gözlü

TEŞRİ (Kelime Kökeni: Arapça teşrīʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yasama

Birleşik Kelimeler: teşri kuvveti

İHTAR (Kelime Kökeni: Arapça iḫṭār)

[isim]

  • Uyarma, dikkat çekme, uyarı

    Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bir şeyi birine hatırlatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihtarda bulunmak
  • ihtar etmek

Birleşik Kelimeler: ihtarname

TARİH (Kelime Kökeni: Arapça tārīḫ)

[isim]

  • Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz
  • Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim
  • Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı

    Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın! - Refik Halit Karay

  • Tarih kitabı

    Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.

  • Tarih dersi

    Ertesi gün tarih imtihanı vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarih atmak (veya koymak)
  • tarih düşürmek
  • tarihe geçmek
  • tarihe karışmak

Birleşik Kelimeler: tarih öncesi, tarih yanılgısı, hicri tarih, miladi tarih, mücevher tarih, sözlü tarih, doğum tarihi, edebiyat tarihi, son kullanma tarihi, yazın tarihi, fi tarihinde

TEHİR (Kelime Kökeni: Arapça teʾḫīr)

[isim]

  • Sonraya bırakma, erteleme
  • Geciktirme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tehir etmek

Birleşik Kelimeler: tehiriicra, takdim tehir

ARİFE (Kelime Kökeni: Arapça ʿarefe)

[isim]

  • Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün

    Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arifeyi gösterip bayramı göstermemek

Birleşik Kelimeler: arife günü

ETRAF (Kelime Kökeni: Arapça eṭrāf)

[isim]

  • Yanlar, taraflar

    Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler. - Peyami Safa

  • Çevre

    Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı. - Aka Gündüz

  • Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit

    Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte. - Samiha Ayverdi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etrafı boş bulmak
  • etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak)
  • etrafını almak (veya sarmak)

EFRAT (Kelime Kökeni: Arapça efrād)

[isim]

[eskimiş]

  • Bireyler, fertler

[askerlik]

  • Erler, erat

    Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • efradını cami, ağyarını mâni

Birleşik Kelimeler: kura efradı

FİTRE (Kelime Kökeni: Arapça fiṭra)

[isim]

[din bilgisi]

  • Ramazan ayı içinde verilen, miktarı belirli sadaka, fıtır sadakası

İFRAT (Kelime Kökeni: Arapça ifrāṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı

    İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrata kaçmak
  • ifrata vardırmak

Birleşik Kelimeler: ifrat derecede, ifrat tefrit