FEHVASINCA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
FEHVASINCA harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli FEHVASINCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FAVA16,
ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)
-
Bir işin yapıldığı an, sıra
O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak
SANA
- Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi
Ata Sözleri ve Deyimler
- sana taşla vurana sen aşla (veya ekmekle veya pamukla) var (veya dokun)
- sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt
- sana yalan, bana gerçek
SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)
- Övme
Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena
SANI
-
Sanma durumu veya sonucu, zan, zehap
Söylediklerimiz, yazdıklarımız, hayatın birtakım konulara bölünmüş olduğu sanısını sürdürüp yalanı berkitmekten başka neye yarar? - Nurullah Ataç
Ata Sözleri ve Deyimler
- sanısına kapılmak
ANCA
-
O kadar
Bir sopa öğrenmişler anca ömürlerinde, hemen insanın karşısına onu dikerler. - Kerim Korcan
- Böylece, bu biçimde
-
Ancak
Saat dörde geliyor. Anca dalmışım demek ki. - Emine Işınsu
Ata Sözleri ve Deyimler
- anca beraber, kanca beraber
CANA (Kelime Kökeni: Farsça cānā)
-
"Ey sevgili" anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Esiriaşkın olmuşum cana! - Melih Cevdet Anday
HANE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāne)
- Ev, konut
-
Ev halkı
Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı. - Necati Cumalı
-
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
Dama tahtasında altmış dört hane vardır.
- Basamak
- Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
-
Birleşik kelimelerde `bina, yapı, yer, makam` anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz
Balıkhane, yazıhane.
Birleşik Kelimeler: abdesthane, ameliyathane, aşhane, balhane, balıkhane, baruthane, basmahane, batakhane, bekârhane, bendehane, berhane, besihane, bıçkıhane, birahane, bitirimhane, boyahane, bozahane, böcekhane, bulaşıkhane, buzhane, cambazhane, cephane, çalgıhane, çamaşırhane, çayhane, çekiçhane, çelikhane, çiftehane, çilehane, darphane, defterhane, dershane, devlethane, dikimhane, divanhane, Divanhane, doğumhane, dokumahane, dökümhane, fakirhane, ferhane, fetvahane, fişekhane, fotoğrafhane, gasilhane, gazhane, gusülhane, güderihane, haddehane, hahamhane, halvethane, hapishane, haşhaşhane, hayalhane, helvahane, humbarahane, ıslahhane, ibadethane, idarehane, imalathane, imarethane, inekhane, ipekhane, iplikhane, kademhane, kahvehane, kalavrahane, kalayhane, kalhane, kasaphane, kayıkhane, kaynakhane, kerhane, kesimhane, keşişhane, kılıçhane, kıraathane, kiremithane, kirişhane, klişehane, konsoloshane, kuluçkahane, kumarhane, kumbarahane, kuşhane, kütüphane, mahpushane, mantarhane, mapushane, marangozhane, mehterhane, memişhane, Mevlevihane, meyhane, misafirhane, miskinhane, muayenehane, mumhane, muvakkithane, mücellithane, mühendishane, mürettiphane, nakkarhane, nekahethane, nezarethane, patrikhane, peynirhane, piskoposhane, rasathane, saadethane, sabunhane, salhane, saraçhane, sebilhane, sefarethane, semahane, sırmakeşhane, silahhane, süthane, şaphane, Şaphane, şaraphane, şifahane, şişhane, tabakhane, tahaffuzhane, talimhane, tamirhane, tasfiyehane, tavhane, telgrafhane, tembelhane, teneffüshane, tephirhane, terkiphane, terzihane, teşrihhane, tevkifhane, tımarhane, ticarethane, tophane, tüfekhane, umumhane, vaftizhane, yağhane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, yetimhane, yoğurthane, mülahazat hanesi
HASA
- Patiska
SAHA (Kelime Kökeni: Arapça sāḥa)
-
Alan
Futbol sahasının kenarında düşmanlarını seyrediyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Takım oyunlarında karşılaşmaların yapıldığı yer
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahaya çıkmak
Birleşik Kelimeler: saha amiri, saha avantajı, saha komiseri, dış saha, halı saha, iç saha, orta saha, yabancı saha, yarı saha, yeşil saha, ceza sahası, hava sahası, oyun sahası, penaltı sahası, tenis sahası, tensil sahası
SAHN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)
- Avlu
- Cami, medrese ve kiliselerde umumun toplanmasına mahsus üstü kubbeli, örtülü yer
ENVA (Kelime Kökeni: Arapça envāʿ)
- Türler, çeşitler
Birleşik Kelimeler: envaiçeşit, envaitürlü
FENA (Kelime Kökeni: Arapça fenāʾ)
-
İyi nitelikte olmayan, kötü
Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. - Burhan Felek
-
Üzücü
Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki... - Halide Edip Adıvar
-
İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)
Fena bir öğrenci.
-
Hoşa gitmeyen, rahatsız edici
Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım. - Refik Halit Karay
-
Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum. - Peyami Safa
-
Çok
Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- fena değil (veya sayılmaz)
- fena etmek
- fena gözle bakmak
- fena olmak
- fenasına gitmek
- fenaya çekmek
- fena yapmak
- fenaya sarmak
Birleşik Kelimeler: fena hâlde, fena kalpli
- Ölümlülük
Ata Sözleri ve Deyimler
- fena bulmak
Birleşik Kelimeler: fenafillah
NEVA (Kelime Kökeni: Farsça nevā)
- Ses, ahenk, nağme
- Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan `re` perdesi
Birleşik Kelimeler: nevabuselik
VENA (Kelime Kökeni: Latince)
- Toplardamar
VANA (Kelime Kökeni: İtalyanca vano)
- Boru içindeki bir akışkanın akışını durdurmaya veya serbest bırakmaya yarayan alet, valf
Birleşik Kelimeler: çek vana, güvenlik vanası