FEDERATİF Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

FEDERATİF harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli FEDERATİF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "federatif ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Federatif olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AFİFE17, FİFRE17, İFFET17, DATİF13, FERDİ13, FEDAİ13, FERDA13, FERDE13, İFADE13, REDİF13, ARİFE11, AREFE11, ETRAF11, EFRAT11, FİTRE11, İFRAT11, İFTAR11, RAFİT11, TARİF11, TERFİ11, DAİRE7, İRADE7, İDARE7, TEDAİ7

DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)

[isim]

  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

  • Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri

    Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. - Refik Halit Karay

  • Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı
  • Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm

    Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]

  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası

[müzik]

  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi

İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)

[isim]

  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İstenç

[eskimiş]

  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]

  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade

İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)

[isim]

  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

  • Ülke işlerinin yürütülmesi, kamuya ilişkin hizmetlerin bütünü
  • Bir kurum veya kuruluşun yönetildiği yer veya makam

    Meğer Gazi Paşa gelecekmiş. İdare her sınıfa Afet Hanım'ın Yurt Bilgisi kitabından üçer nüsha dağıttı. - Haldun Taner

  • Bir kurumun işlerini yürüten kurul

    Gazete idaresi tarafından zarf kazara açılmış. - Peyami Safa

  • Tutum

    Birdenbire, elindeki suyu günlerce idareye mecbur bir kazazede hâline geldim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • İdare kandili veya lambası
  • Hoş görme, göz yumma
  • Yetinme

    Bu son hatıralarla sonuna kadar idareye çalışıyorum. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi

TEDAİ (Kelime Kökeni: Arapça tedāʿī)

[isim]

[eskimiş]

[ruh bilimi]

  • Çağrışım

    Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde. - Cemil Meriç

ARİFE (Kelime Kökeni: Arapça ʿarefe)

[isim]

  • Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün

    Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arifeyi gösterip bayramı göstermemek

Birleşik Kelimeler: arife günü

AREFE

[isim]

  • 343 arife

ETRAF (Kelime Kökeni: Arapça eṭrāf)

[isim]

  • Yanlar, taraflar

    Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler. - Peyami Safa

  • Çevre

    Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı. - Aka Gündüz

  • Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit

    Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte. - Samiha Ayverdi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etrafı boş bulmak
  • etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak)
  • etrafını almak (veya sarmak)

EFRAT (Kelime Kökeni: Arapça efrād)

[isim]

[eskimiş]

  • Bireyler, fertler

[askerlik]

  • Erler, erat

    Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • efradını cami, ağyarını mâni

Birleşik Kelimeler: kura efradı

FİTRE (Kelime Kökeni: Arapça fiṭra)

[isim]

[din bilgisi]

  • Ramazan ayı içinde verilen, miktarı belirli sadaka, fıtır sadakası

İFRAT (Kelime Kökeni: Arapça ifrāṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçüyü aşma, aşırı davranma, taşkınlık, tefrit karşıtı

    İfratlar bırakılırsa bürokrasiye karşı her türlü şiddet benim hoşuma gider. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ifrata kaçmak
  • ifrata vardırmak

Birleşik Kelimeler: ifrat derecede, ifrat tefrit

İFTAR (Kelime Kökeni: Arapça ifṭār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Oruç açma, oruç bozma
  • İftar vakti
  • Ramazanda akşam yemeği

    İftara çağırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iftar etmek

Birleşik Kelimeler: iftar sofrası, iftar tabağı, iftar topu, iftar vakti, iftar yemeği, iftar zamanı

RAFİT (Kelime Kökeni: Fransızca raphide)

[isim]

[biyoloji]

  • Bazı hayvan ve bitki hücrelerinde bulunan, iğne biçiminde billur madde

TARİF (Kelime Kökeni: Arapça taʿrīf)

[isim]

  • Tanım

    Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz - Enis Behiç Koryürek

  • Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme
  • Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarife gelmemek
  • tarif etmek

Birleşik Kelimeler: tarifname, harfitarif

TERFİ (Kelime Kökeni: Arapça terfīʿ)

[isim]

  • Derece, makam bakımından yükselme
  • Yükseltme

    Zafer üzerine orduda terfiler yapılmıştı. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terfi etmek

DATİF (Kelime Kökeni: Fransızca datif)

[isim]

[dil bilgisi]

  • Yönelme durumu