FECRİKAZİP Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

FECRİKAZİP harflerini içeren 4 harfli 66 kelime bulunuyor. 4 harfli FECRİKAZİP kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CEZP14, FRİZ13, FAİZ13, FARZ13, FECİ13, FEZA13, FERZ13, ZARF13, CİFE13, CEFA13, ACEP11, İCAP11, PRİZ11, ARİF10, ACİZ10, ECZA10, FİRE10, FRAK10, FAİK10, FAKR10, FARE10, FARK10, FERİ10, İZCİ10, İCAZ10, KAFE10, KAFİ10, CAİZ10, CEZA10, APRE8, EPİK8, EKİP8, İRAP8, İPKA8, İPEK8, KREP8, KİPE8, PİRE8, PİKE8, PARE8, PARK8, PEKİ8, PERİ8, EZİK7, ECİR7, İRCA7, İCRA7, İCAR7, İKİZ7, İKAZ7, KRİZ7, KEZA7, RİZE7, RİCA7, RACİ7, ZİRA7, ZEKİ7, ZEKA7, ZERK7, CARİ7, ERİK4, İARE4, KİRA4, KARE4, KARİ4, RİKA4

ERİK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, beyaz çiçekli bir ağaç (Prunus domestica)
  • Bu ağacın kabuğu ince, çeşitli renklerde, mayhoş veya tatlı, eti sulu, tek ve sert çekirdekli yemişi

Birleşik Kelimeler: erik hoşafı, erik kompostosu, erik marmeladı, erik pestili, erik rakısı, erik reçeli, kuru erik, sarıerik, bardacık eriği, bardak eriği, can eriği, çakal eriği, dağ eriği, gövem eriği, Japon eriği, Malta eriği, mürdüm eriği, türbe eriği, üryani eriği, yaban eriği

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

KİRA (Kelime Kökeni: Arapça kirāʾ)

[isim]

  • Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar

    Eski kirayı yükseltiyorum, isterseniz gidin mahkemeye. - Çetin Altan

  • Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para

    Kira ile aldım, zaten bu yüzden de geciktim ya! - Refik Halit Karay

  • Bu biçimde tutulan taşınmaz

    O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuşken... - Halit Ziya Uşaklıgil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kirada olmak
  • kirada oturmak
  • kiraya vermek

Birleşik Kelimeler: kira arabası, kira bedeli, kira kontratı, kira sözleşmesi, ayak kirası, diş kirası, maden kirası

KARE (Kelime Kökeni: Fransızca carré)

[isim]

[matematik]

  • Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba

[sıfat]

  • Bu biçimde olan

    Kare masa.

  • İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi

    Kare as. Kare kız.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-in karesi
  • karesini almak

Birleşik Kelimeler: kare kare, karekök, birimkare, kilometrekare, metrekare, tamkare

KARİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳāriʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuyucu, okur

    Bu kusurlara rağmen Gülistan tercümesi bugünkü hâliyle de Türk karisi için faydalı olmaktan uzak değildir. - Asaf Halet Çelebi

  • Kur'an'ı kurallarına uygun bir biçimde okuyan kimse

RİKA (Kelime Kökeni: Arapça riḳʿa)

[isim]

[eskimiş]

  • Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi

EZİK

[isim]

  • Çarpma, dövülme vb. sebeplerle vücutta oluşan bere

    Vücudu eziklerle dolu idi.

[sıfat]

  • Ezilmiş veya yassılmış

[sıfat]

[mecaz]

  • Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü

[sıfat]

[mecaz]

  • Pısırık

[zarf]

[mecaz]

  • Üzüntülü bir biçimde

    Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: ezik büzük

ECİR (Kelime Kökeni: Arapça ecr)

[isim]

[eskimiş]

  • Sevap

    Bu sabrın ecri büyüktür. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ücret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ecir sabır dilemek

İRCA (Kelime Kökeni: Arapça ircāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Eski biçimine sokma, çevirme
  • Döndürme

[kimya]

[matematik]

  • İndirgeme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irca etmek

İCRA (Kelime Kökeni: Arapça icrāʾ)

[isim]

[müzik]

  • Bir müzik eserini oluşturan notaları sese çevirme

[hukuk]

  • Borçlunun alacaklıya karşı yapmak veya ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi adli bir kuruluş aracılığıyla yerine getirme

    İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır. - Burhan Felek

[hukuk]

  • Adliyenin bu işle görevli dairesi

[eskimiş]

  • Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icra etmek
  • icraya vermek

Birleşik Kelimeler: icra kuvveti, icra vekili, tehiriicra

İCAR (Kelime Kökeni: Arapça īcār)

[isim]

[eskimiş]

  • Kira

Ata Sözleri ve Deyimler

  • icara vermek

İKİZ

[sıfat]

  • İkisi bir arada doğan (çocuk)
  • Birbirine tamamen benzeyen

    Rıza boş arsaları, ikiz pembe villaları, havuzlu bahçeyi geçti. - Haldun Taner

[isim]

[bitki bilimi]

  • Aynı çiçekten oluşmuş birbirine yapışık iki meyve

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikiz doğurmak

Birleşik Kelimeler: ikiz anlam, ikizkenar, ikiz ünlü, ikiz ünsüz, çift yumurta ikizi, Siyam ikizi, tek yumurta ikizi

İKAZ (Kelime Kökeni: Arapça īḳāẓ)

[isim]

  • Uyarma, uyarı, dikkat çekme, ihtar, tembih

[eskimiş]

  • Uyandırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikaz etmek

Birleşik Kelimeler: ikaz lambası, ikaz yeleği

KRİZ (Kelime Kökeni: Fransızca crise)

[isim]

[tıp]

  • Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse

    Krizler sıkıştırdığı zaman özel kliniklerde yatmaya gidiyordu. - Çetin Altan

  • Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım
  • Bir şeyin çok kıt bulunması durumu
  • Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek

[ekonomi]

  • Çöküntü

[mecaz]

  • Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran

    Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kriz geçirmek

Birleşik Kelimeler: kriz masası, kriz yöneticisi, kriz yönetimi, kalp krizi

KEZA (Kelime Kökeni: Arapça keẕā)

[zarf]

  • Aynı biçimde, kezalik