[sıfat]

• Felaket getiren

[nesnesiz]

• Yaşına göre bilmemesi gereken şeyleri öğrenmiş olmak

  Ben seni alık sanıyordum ama sen epey fenlenmişsin. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[sıfat]

• Anlayışlı

  Çok ferasetli valimiz de buna benzer öğütlerde bulunmuştur. - Kemal Bilbaşar

[sıfat]

• Fermenesi olan

  Bu şehrin gençleri de çakşırlı, fermeneli; bıçak ve tüfek oyunu oynar, türkü söyler. - Yahya Kemal Beyatlı

[isim]

• Fettan olma durumu

[isim]

[eskimiş]

[gök bilimi]

• Gök bilimi

[sıfat]

• Şaşılacak, olağanüstü

  Her şair için doğal olan bir duyguluğun çok ötesinde, fenomenal denebilecek bir iç sezisi vardı. - Haldun Taner

• Olguya ilişkin

[isim]

[tarih]

• Derebeylik

[isim]

• Derebeylik, derebeyi olma durumu

  Osmanlı hâkimiyeti Sırp feodalliğine nihayet verdiği için halk yığınları memnundu. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

• Ferace yapmaya elverişli (kumaş)

[isim]

• Fenalaşmak işi

  Mebrure, Hatice'nin böyle birdenbire fenalaşmasından ürkerek ayağa kalktı. - Peyami Safa

[sıfat]

• Vazgeçebilen, özveride bulunabilen, özveri gösterebilen

[isim]

• Fermene yapan veya satan kimse

[isim]

• Fersiz olma durumu

  Bakışlarında zerre kadar dalgınlık, fersizlik göremiyorum. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Özverili

[zarf]

• (feda:ka'rca) Özverili olarak, fedakârcasına

  Kalelerine geçer, başını yahut belini tuta tuta vazifesine fedakârca devam ederler. - Haldun Taner