FAYTONCULUK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
FAYTONCULUK harflerini içeren 5 harfli 51 kelime bulunuyor. 5 harfli FAYTONCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AFYON14,
AKONT (Kelime Kökeni: Fransızca àcompte)
- Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmi ödeme
KOLAN
-
At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer
Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı
- Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ
- Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kolan çekmek
- kolan vurmak
Birleşik Kelimeler: kolan balığı
KOTAN
- Pulluk, büyük saban
KUTAN
- Saka kuşu
KANTO (Kelime Kökeni: İtalyanca canto)
-
Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri
Kantodan piyese kadar her gösteriye katılıyor; herkesi hüzne, sevgiye, coşkuya, isteğe boğuyordu. - Cahit Külebi
- Bu gösteri sırasında söylenen şarkı
NOKTA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳṭa)
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
-
Yer
Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. - Ahmet Haşim
-
Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
Genç adam o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Nöbetçi bulunan yer
Orada polis noktası var.
-
Nöbetçi, gözcü, bekçi
O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz. - Ömer Seyfettin
-
Sınır, derece, radde
Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)
- Hiçbir boyutu olmayan işaret
- Orta nokta
Ata Sözleri ve Deyimler
- nokta koymak
- noktasına virgülüne dokunmadan
Birleşik Kelimeler: nokta atışı, noktainazar, nokta memuru, nokta nokta, nokta turizmi, noktası noktasına, başnokta, iki nokta, kara nokta, karanlık nokta, kırmızı nokta, kilit nokta, kör nokta, maddesel nokta, orta nokta, ölü nokta, sarı nokta, siyah nokta, üç nokta, alevlenme noktası, başa baş noktası, başlangıç noktası, başucu noktası, besleme noktası, boğumlanma noktası, buharlaşma noktası, can noktası, çıkış noktası, dayanak noktası, denetim noktası, doğu noktası, donma noktası, doruk noktası, doyma noktası, doyum noktası, dönüm noktası, düğüm noktası, ergime noktası, güney noktası, güz noktası, hareket noktası, ilkbahar noktası, izabe noktası, kavrama noktası, kaynama noktası, kerteriz noktası, kırılma noktası, kuzey noktası, nirengi noktası, odak noktası, parlama noktası, penaltı noktası, polis noktası, püf noktası, santra noktası
NATUK (Kelime Kökeni: Arapça naṭūḳ)
- Düzgün, güzel ve kolaylıkla söz söyleyen
OTLAK
-
Hayvan otlatılan yer, salmalık, yaylak, mera, örü(II)
Otlaktan çıktıkları sırada hava kuru soğuktu. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: dağ otlağı
OKTAN (Kelime Kökeni: Fransızca octane)
- Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad
TONLA
- Tonlarca
KONUT
-
İnsanların içinde yaşadıkları ev, apartman vb. yer, mesken, ikametgâh
Kimsenin konutuna dokunulamaz. - Anayasa
Birleşik Kelimeler: konut belgesi, konut dokunulmazlığı, konut fonu, konut kredisi, prefabrik konut, saray konut, sosyal konut, toplu konut
- Ön doğru: Eukleides'in `Bir noktadan bir doğruya ancak bir paralel çizilebilir.` yolundaki konutu gibi
KUTLU
-
Uğurlu
İşte akşam oldu, bizim artık her yer / Doldur kutlu ellerinle kadehimi - Ahmet Muhip Dranas
Ata Sözleri ve Deyimler
- kutlu gün doğuşundan bellidir
- kutlu olsun
KUTNU (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṭnī)
-
Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü
Kutnu kumaş dökülmüş, şala kim bakar / Ger Ali'nin kurşunu dağları yakar - Halk türküsü
KULUN
- Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu
Ata Sözleri ve Deyimler
- kulun atmak
NUTUK (Kelime Kökeni: Arapça nuṭḳ)
-
Söz, konuşma
Onun nutkundan sonra bu meselenin artık münakaşa edilmemesi, bitmesi lazımdı. - Memduh Şevket Esendal
- Söylev
Ata Sözleri ve Deyimler
- nutku tutulmak
- nutuk atmak (veya çekmek)
- nutuk vermek