FAULLÜ ile Oluşan Kelimeler (FAULLÜ Kelime Türetme)

FAULLÜ harflerinden oluşan 13 kelime bulunuyor. FAULLÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Faullü kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

FAULLÜ15

4 Harfli Kelimeler

FAUL11

3 Harfli Kelimeler

FUL10, FLU10, FAL9, LAF9, ULA4, LAL3

2 Harfli Kelimeler

UF9, AF8, FA8, AL2, LA2

AL

[isim]

  • Kanın rengi, kızıl, kırmızı

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Al bayrak. Al çuha.

  • Dorunun açığı, kızıla çalan at donu

[sıfat]

  • Bu renkte olan (at)
  • Yüze sürülen pembe düzgün, allık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al elmaya taş atan çok olur
  • al giymedim ki alınayım
  • al gömlek gizlenemez
  • alı alına, moru moruna
  • alı al, moru mor
  • al kanlara boyanmak
  • al kiraz üstüne kar yağmış

Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar

[isim]

[eskimiş]

  • Aldatma, düzen, tuzak, hile

Ata Sözleri ve Deyimler

  • al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz

[kimya]

  • Alüminyum elementinin simgesi

LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

[kimya]

  • Lantan elementinin simgesi

LAL (Kelime Kökeni: Farsça lāl)

[sıfat]

  • Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lal etmek

Birleşik Kelimeler: lalüebkem

[isim]

[eskimiş]

  • Parlak kırmızı renkte, billurlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taş

[sıfat]

  • Bu taşın renginde olan
  • Kırmızı renkli bir tür mürekkep

ULA

[isim]

  • Muğla iline bağlı ilçelerden biri

AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)

[isim]

  • Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
  • Görevden çıkarılma

    Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • af buyurun!
  • af çıkarmak
  • af dilemek
  • affa uğramak
  • affını dilemek (veya istemek)
  • affınıza sığınarak

Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af

FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)

[isim]

[müzik]

  • Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: fa anahtarı

FAL (Kelime Kökeni: Arapça fāl)

[isim]

  • Geleceği öğrenmek, şans ve kısmeti anlamak amacıyla oyun kâğıdı, kahve telvesi, el ayası vb.ne bakarak anlam çıkarma, bakı

    Ben bütün fallara, bütün rüyalara, bütün itikatlara inanırım. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fala bakmak
  • fal açmak (veya bakmak)

Birleşik Kelimeler: falname, fal taşı, bakla falı, el falı, kahve falı, papatya falı

LAF (Kelime Kökeni: Farsça lāf)

[isim]

  • Söz, lakırtı

    Galiba ızdırabın ne olduğunu tecrübe edenler için saadet boş laf. - Etem İzzet Benice

  • Sonuçsuz, yararı olmayan söz

    Onun söyledikleri laftan ibaret.

  • Konuşma
  • Konu, mevzu, bahis

    Lafı değiştirdi.

[ünlem]

  • `Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok` anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz

    Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!

[mecaz]

  • Dedikodu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lafa başlamak
  • lafa boğmak
  • laf açmak
  • lafa dalmak
  • lafa karışmak
  • laf altında kalmamak
  • laf anlamaz
  • laf anlatmak
  • laf aramızda
  • laf atmak
  • lafa tutmak
  • laf çakmak (veya çarptırmak veya dokundurmak)
  • laf çıkarmak
  • laf çıkmak
  • laf dinlemek
  • laf düşmemek
  • laf etmek
  • laf geçirmek
  • laf gelmek
  • laf getirmek
  • laf götürmek
  • lafı ağzına tıkamak
  • lafı ağzında bırakmak
  • lafı ağzında gevelemek
  • lafı ağzında kalmak
  • lafı ağzından almak
  • lafı bağlamak
  • lafı çevirmek
  • lafı dağıtmak
  • lafı değiştirmek
  • lafı dolandırmak
  • lafı döndürüp dolaştırmak
  • lafı edilmek
  • lafı geçmek
  • lafı kesmek
  • lafı kıçından anlamak
  • lafı kıçından dinlemek
  • lafı kısa kesmek
  • lafı mı olur?
  • lafına gelmek
  • lafını (veya lafınızı) balla kestim (veya kesiyorum)
  • lafını bilmek
  • lafını esirgememek (veya sakınmamak)
  • lafını etmek
  • lafını geri almak
  • lafını kesmek
  • lafını yabana atmamak
  • lafını yedirmek
  • lafını yemek
  • lafı sulandırmak
  • lafı tartmak
  • lafı uzatmak
  • laf işitmek
  • laf kaynayıp gitmek
  • laf lafı açar
  • lafla peynir gemisi yürümez
  • laf ola beri gele!
  • laf olmak
  • laf olsun âdet yerini bulsun
  • laf oturtmak
  • laf söyledi bal kabağı!
  • lafta kalmak
  • laftan anlamak
  • laf taşımak
  • laf torbaya girmez
  • laf tutmak
  • laf yakıştırmak
  • laf yapmak
  • laf yetiştirmek
  • laf yok!

Birleşik Kelimeler: laf cambazı, laf ebesi, laf kalabalığı, laf salatası, lafügüzaf, boş laf, iri laf, kuru laf, çocuk lafı

UF (Kelime Kökeni: ünl.)

  • Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz

    Uf, parmağım yandı!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uf olmak

FUL (Kelime Kökeni: Arapça fūl)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Taşkırangillerden, birçok türü bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac)
  • Küçük taneli bir tür bakla

Birleşik Kelimeler: Hint fulü, Mısır fulü

[isim]

  • Poker oyununda eldeki beş kâğıttan üçünün aynı renk veya biçimde, ikisinin başka bir renk veya biçimde olması durumu

FLU (Kelime Kökeni: Fransızca flou)

[sıfat]

  • Tam olarak belli olmayan

[isim]

  • Fotoğrafta net olmayan görüntü

FAUL (Kelime Kökeni: İngilizce faul)

[isim]

[spor]

  • Karşılaşmalarda rakip oyuncuya yapılan kural dışı hareket

[mecaz]

  • Genel kurallara uygun olmayan, hoşa gitmeyen hareket, duruş vb

FAULLÜ

[sıfat]

  • Faulü olan, faul yapmış olan

[zarf]

  • Faul yaparak

    Çok faullü oynadığı için oyundan alındı.