FATURASIZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

FATURASIZ harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli FATURASIZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SIFAT13, FATSA12, SAFRA12, TURFA12, TARAF11, TAFRA11, ARSIZ10, SARIZ10, ZARSI10, ARIZA9, TARAZ8, ZARTA8, ISTAR7, RASIT7, SIRAT7, SURAT7, SATIR7, ASTAR6, RASAT6, SARAT6, TASAR6

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

ISTAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[halk ağzında]

  • Halı, kilim dokunan tezgâh

RASIT (Kelime Kökeni: Arapça rāṣid)

[isim]

[eskimiş]

[gök bilimi]

  • Gözlemci

SIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣirāṭ)

[isim]

  • Sırat köprüsü

[eskimiş]

  • Yol

Birleşik Kelimeler: sırat köprüsü

SURAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣūret)

[isim]

  • Yüz (II)

    Neredense suratına bir de sinek musallat olmuştu. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Somurtkanlık, asık yüzlülük

[mecaz]

  • Soğuk davranma

    Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar, ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • surat (veya suratı) bir karış
  • surata bak süngüye davran
  • surat asmak
  • surat etmek
  • suratı bir karış asılmak
  • suratı değişmek
  • suratı kasap süngeriyle silinmiş
  • suratına indirmek
  • suratından düşen bin parça olmak
  • suratını dağıtmak
  • suratını ekşitmek (veya buruşturmak)
  • suratı sirke satmak
  • surat kalmamak
  • surat mahkeme duvarı

Birleşik Kelimeler: surat düşkünü, asık surat, çatık surat, ekşi surat, kepçe surat

SATIR (Kelime Kökeni: Arapça saṭr)

[isim]

  • Bir sayfa üzerinde yan yana gelen kelimelerden oluşan ve alt alta sıralanmış her bir dizi

    İki dakika süren bu duygusuzluktan sonra bu üç dört satırın cehennemî manaları anlaşılmaya başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Birleşik Kelimeler: satır arası, satır başı, satır satır, satır sonu

[isim]

  • Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir bıçak türü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satır atmak

TARAZ

[isim]

  • İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik

ZARTA (Kelime Kökeni: Arapça żarṭa)

[isim]

  • Yellenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zartayı çekmek

ARIZA (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriża)

[isim]

  • Aksama, aksaklık, bozulma

[coğrafya]

  • Engebe

[müzik]

  • Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak veya eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar işaretlerinin ortak adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arıza yapmak

ARSIZ

[sıfat]

  • Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse)

    Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Açgözlü davranan (kimse)

[mecaz]

  • Kolayca üreyebilen (bitki)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arsızın yüzüne tükürmüşler, "yağmur yağıyor" demiş

Birleşik Kelimeler: arsız arsız, dayak arsızı, tokat arsızı

SARIZ

[isim]

  • Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

ZARSI

[sıfat]

  • Zarı andıran, zara benzeyen, zar gibi, zarımsı

    Zarsı doku.