FASULYEGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
FASULYEGİLLER harflerini içeren 5 harfli 59 kelime bulunuyor. 5 harfli FASULYEGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GAFUR16,
RALLİ (Kelime Kökeni: İngilizce rally)
- Yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve özel kurallara uyarak belirli bir yere ulaşmalarına dayanan otomobil yarışı
ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)
- Dişi tutsak
- Cariye, dişi köle
İRSAL (Kelime Kökeni: Arapça irsāl)
- Gönderme
İSALE (Kelime Kökeni: Arapça isāle)
- Akıtma
SİLLE (Kelime Kökeni: Farsça sīlī)
-
Elin iç yüzüyle vurulan tokat
Adam keçinin gerisine hafif bir sille indirdi. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: sille tokat
LEYLİ (Kelime Kökeni: Arapça leylī)
-
Yatılı
Orada Amerikan mektebine leyli verdi. - Peyami Safa
-
Geceye özgü
Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir. - Ahmet Haşim
Birleşik Kelimeler: leyli meccani
RİYAL (Kelime Kökeni: İspanyolca real)
- Pesetanın dörtte biri değerinde İspanyol parası
- İran, Katar, Suudi Arabistan, Umman ve Yemen'de kullanılan para birimi
RESUL (Kelime Kökeni: Arapça resūl)
- Kendisine kitap indirilmiş peygamber
- Haberci
SUARE (Kelime Kökeni: Fransızca soirée)
- Gece gösterimi
-
Akşam yemeğinden sonra yapılan eğlence, toplantı
Karargâh, şerefine büyük bir suare vermek için hazırlanmakta idi. - Falih Rıfkı Atay
SALUR
- Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri
USARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿuṣāre)
-
Öz su
İki parmak arasında bütün usaresini salıveriyor, eriyor bitiyor. - Necip Fazıl Kısakürek
YELLİ
-
Yeli çok olan, rüzgârlı
Yelli bir tepe.
- Çok yellenen
- İşveli, fıkırdak
YEREL
- Yöresel
- Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan
- Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal
Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim
YERLİ
-
Taşınamayan, başka yere götürülemeyen
Yerli dolap. Yerli sedir.
-
Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan
Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
-
Belli bir bölgede yetişen, otokton
Yerli muz. Yerli meyve.
- Bir yerin ilk sakini olan, otokton
-
Oturduğu bölgede doğup büyüyen, ataları da orada yaşamış olan
Daha önceki gidişinde kendini yerli halka sevdirmişti. - Eflâtun Cem Güney
- Amerika, Avustralya ve Afrika'nın uygarlıktan uzak, ilkel biçimde yaşayan kimi halklarına verilen ad
Birleşik Kelimeler: yerli dolap, yerli malı, yerli yerinde, yerli yerine, yerli yersiz, baba yerli
SİYER (Kelime Kökeni: Arapça siyer)
- Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap