FASLETME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

FASLETME harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli FASLETME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Fasletme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Fasletme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ESLAF12, FASET12, FESAT12, SELEF12, ETFAL11, TELEF11, ESAME7, ELMAS7, EMSAL7, MESEL7, MELES7, MELAS7, SELAM7, TEMAS7, ALTES6, AMELE6, ETSEL6, METAL6, TEMEL6, TELES6, TELEM6

ALTES (Kelime Kökeni: Fransızca altesse)

[isim]

  • Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
  • Bu unvanı taşıyan kimse

AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)

[isim]

  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi

ETSEL

[sıfat]

  • Ete ait
  • Cinselliğe ait

    Zavallı geçkin kız, yerleşik ahlak kurallarının dışında etsel duyarlığa yaklaşırsa başına bunların geleceğini düşünüyordu. - Selim İleri

METAL (Kelime Kökeni: Fransızca métal)

[isim]

[kimya]

  • Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde

[sıfat]

  • Bu maddeden yapılmış

    Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar. - Elif Şafak

  • Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı

Birleşik Kelimeler: metal bilimi, metal yatak, metal yorulması, alkali metaller

TEMEL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü

    Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur

[sıfat]

[mecaz]

  • En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz

    Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır. - Burhan Felek

[mecaz]

  • Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler

    Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temel atmak
  • temel kakmak
  • temel tutmak

Birleşik Kelimeler: temel bilimler, temel cümle, temel çivisi, temel direği, temel direk, temel duruş, temel duvarı, temel eğitim, temel haklar, temel harf, temel kazısı, temel öğretim, temel önerme, temel sayılar, temel taşı, temel tümce

TELES

[sıfat]

  • Yıpranmış, hırpalanmış bir biçimde telleri, lifleri meydana çıkmış

TELEM (Kelime Kökeni: Fransızca téléimprimeur sözünün kısaltılmış biçimi)

[isim]

  • Bir metnin doğrudan doğruya gönderilmesini ve alıcı olarak basımevi harfleriyle yazılmasını sağlayan araç

ESAME (Kelime Kökeni: Arapça esāmī)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esamesi okunmamak

ELMAS (Kelime Kökeni: Arapça elmās)

[isim]

  • Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
  • Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş

    Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[sıfat]

  • Bu taşlarla yapılmış

    Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu

  • Elmastıraş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elmas gibi

Birleşik Kelimeler: elmastıraş, kara elmas, camcı elması

EMSAL (Kelime Kökeni: Arapça ems̱āl)

[isim]

  • Benzer, eş, denk

    Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yaşıt
  • Örnek

[eskimiş]

[matematik]

  • Katsayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emsal olmak
  • emsal oluşturmak
  • emsal vermek

MESEL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)

[isim]

[eskimiş]

  • Örnek alınacak söz

    Büyükannemin sık sık kullandığı bir mesel belleğimde beliriyor. - Haldun Taner

  • Atasözü
  • Eğitici hikâye veya masal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesel olmak

Birleşik Kelimeler: darbımesel, iradımesel

MELES

[isim]

[halk ağzında]

  • Beli çökük at

MELAS (Kelime Kökeni: Fransızca mélasse)

[isim]

  • Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa

SELAM (Kelime Kökeni: Arapça selām)

[isim]

  • Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba

Ata Sözleri ve Deyimler

  • selam (veya selama) durmak
  • selam (veya selamı) almak
  • selam çakmak
  • selam etmek
  • selam olsun
  • selam para, kelam para
  • selam söylemek
  • selam verdik, borçlu çıktık
  • selam vermek
  • selam yollamak (veya salmak)

Birleşik Kelimeler: selam otu, selam sabah, selamünaleyküm, aleykümselam, kandilli selam, sellemehüsselam, yerden selam

TEMAS (Kelime Kökeni: Arapça temāss)

[isim]

  • Değme (I), dokunma (I), dokunuş (I), değinti
  • Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet

    Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

  • Değinme, sözünü etme, bahsetme

    Bu konuya teması gereksiz görmüştü.

  • Gidip gelme, ulaşım, bağlantı

    İki şehir arasında temas kesildi.

[ruh bilimi]

  • Dokunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temasa geçmek
  • temasa gelmek
  • temas etmek
  • temas etmek
  • temas kurmak
  • temasta bulunmak

Birleşik Kelimeler: dirsek teması