FAREDİŞİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

FAREDİŞİ harflerini içeren 4 harfli 30 kelime bulunuyor. 4 harfli FAREDİŞİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AFİŞ13, FİŞE13, İFŞA13, ŞİFA13, DEFİ12, DEFA12, FEDA12, FİDE12, ARİF10, FİRE10, FARE10, FERİ10, DİŞİ9, ARŞE7, AŞİR7, ERİŞ7, İŞAR7, İAŞE7, RAŞE7, RAŞİ7, ŞİAR7, ŞİİR7, ŞERİ7, ŞAİR7, DİRİ6, DAİR6, DERİ6, İADE6, İDEA6, İARE4

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

DİRİ

[sıfat]

  • Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı

    Duydum, görmedimse de hortlayan ölüleri / Fakat hortlak diriden kimin vardır haberi? - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Güçlü, zinde

    Diri bir adam.

  • Solmamış, pörsümemiş

    Diri çiçek. Diri yaprak.

  • Gereği kadar pişmemiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • diri kalmak

Birleşik Kelimeler: diri diri, diri örtü

DAİR (Kelime Kökeni: Arapça dāʾir)

[sıfat]

  • Bir konu üzerine olan, üzerine, konusunda, ... ile ilgili, üstüne

    Yarına kadar sarhoşluğu geçer, ben de sarhoş olmadığına dair rapor veririm. - Aka Gündüz

DERİ

[isim]

  • İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten

    Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Bu tabakadan yapılmış

    Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası. - Necati Cumalı

  • İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • derisi kemiklerine yapışmak
  • derisine sığmamak
  • derisini yüzmek

Birleşik Kelimeler: deri altı, alt deri, dış deri, iç deri, orta deri, üst deri, dana derisi, domuz derisi, kaplan derisi, tırnak derisi, yılan derisi

[isim]

[halk ağzında]

  • Toplantı, düğün
  • Pazar veya panayır kurulan gün, dernek

İADE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāde)

[isim]

  • Alınmış bir şeyi geri verme

    Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı. - Refik Halit Karay

  • Verilen bir şeyi almayarak geri çevirme, reddetme
  • Karşılıklı olarak yapma, mukabele etme

[edebiyat]

  • İadeli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iade etmek

Birleşik Kelimeler: iadeiitibar, iadeiziyaret, vergi iadesi

İDEA (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

  • Düşünce

    İdea akılla algılananın en üst aşamasını yani kavramı tanımlar. - Azra Erhat

ARŞE (Kelime Kökeni: Fransızca archet)

[isim]

  • Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay

[müzik]

  • Keman yayı

AŞİR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşr)

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri

ERİŞ

[isim]

  • Erme işi

    Bu makama eriş, ona, bir devlet reisinin tahtına veya koltuğuna kurulmuş gibi bir his verir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

İŞAR (Kelime Kökeni: Arapça işʿār)

[isim]

[eskimiş]

  • Yazı ile bildirme

İAŞE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāşe)

[isim]

[eskimiş]

  • Yedirip içirme, besleme, bakma

    İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iaşe etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate

RAŞE (Kelime Kökeni: Arapça raʿşe)

[isim]

[eskimiş]

  • Titreyiş, ürkme

    Doktor Hikmet, ilk defa olarak ölüm korkusunun raşesini ta yüreğinin içinde hissetti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

RAŞİ (Kelime Kökeni: Arapça rāşī)

[isim]

[eskimiş]

  • Rüşvet veren kimse

    Rüşvet yiyene mürteşi, rüşvet verene de raşi denir. - Burhan Felek

ŞİAR (Kelime Kökeni: Arapça şiʿār)

[isim]

[eskimiş]

  • Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik, belgi

    Bütün o devirlerde topların ve kolların şiarı bu Türk sözüydü: Zorlara dağlar dayanmaz! - Yahya Kemal Beyatlı

  • Ülkü, düstur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şiar edinmek

ŞİİR (Kelime Kökeni: Arapça şiʿr)

[isim]

[edebiyat]

  • Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk

[mecaz]

  • Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey

    Burada herkes kendi gönlünden olduğu kadar bu tabiatın içinden gelen bir şiiri dinler. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şiir düzmek
  • şiir gibi

Birleşik Kelimeler: şiir defteri, şiir dinletisi, şiir kitabı, lirik şiir, mensur şiir, halk şiiri, saz şiiri