FAKRUZARURET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
FAKRUZARURET harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli FAKRUZARURET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ZAFER14,
ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)
- Atardamar
- Trafiği yoğun olan ana yol
AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)
- Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
- İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân
KARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳarār)
-
Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
Bu kararı söyleyen sesin tesiri gözlerimizi yaşla doldurdu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm
Yargıç kararı.
-
Bu yargıyı bildiren belge
Mahkeme kararını aldı.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik
-
Değişmez olma
Havanın hiç kararı yok.
-
Tam ölçüsünde, ne az ne çok
Yemeğin tuzu karar.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş
Ata Sözleri ve Deyimler
- karara bağlamak
- karara kalmak
- karar almak
- karar altına almak
- karara varmak
- karar bulmak
- kararında bırakmak
- karar kılmak
- karar vermek
Birleşik Kelimeler: kararname, bir karar, kavlükarar, nihai karar, orta karar, tashihikarar, ara kararı, arama kararı, gıyap kararı, görevsizlik kararı, göz kararı, hakem kararı, mahkeme kararı, takipsizlik kararı
KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)
-
Tren
Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu
-
Taşıt dizisi
Otomobil katarı. Yük katarı.
- Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi
Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı
KATRE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭre)
- Damla
Ata Sözleri ve Deyimler
- katresi kalmadı (veya yok)
RAKET (Kelime Kökeni: Fransızca raquette)
- Masa tenisi, tenis vb. oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lastikle kaplanmış saplı araç, vuraç
REKÂT (Kelime Kökeni: Arapça rekʿat)
-
Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm
Öğle namazının kaç rekât olduğunu unutmuş, aklında hiç namaz suresi kalmamıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
TRAKE (Kelime Kökeni: Fransızca trachée)
- Soluk borusu
- Eklem bacaklılarda bulunan özel solunum kanalları
TARAK
-
Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç
Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin
- Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
- Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
- Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik
- İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
- Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
- Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)
Ata Sözleri ve Deyimler
- tarak vurmak
Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı
KUTUR (Kelime Kökeni: Arapça ḳuṭr)
- Daire ve kürede çap
- Köşegen
Birleşik Kelimeler: nısıf kutur
KURUT
-
Kurutulmuş süt ürünü
Yoğurt kurutu. Kaymak kurutu.
ERZAK (Kelime Kökeni: Arapça erzāḳ)
-
Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı
Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir. - Ömer Seyfettin
TARAZ
- İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik
ZARAR (Kelime Kökeni: Arapça żarar)
-
Bir şeyin, bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya olumsuz, kötü sonuç, dokunca, ziyan, mazarrat
Aldığı günlerde iyi para getiren oteli zararla kapatmaya başlamışlar. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- zarara sokmak
- zarara uğramak
- zarar çekmek
- zararda olmak
- zarar etmek
- zarar gelmek
- zarar görmek
- zararı dokunmak
- zararı olmamak
- zararı yok
- zarar vermek
Birleşik Kelimeler: akıllara zarar, akla zarar, maddi zarar, manevi zarar
ZARTA (Kelime Kökeni: Arapça żarṭa)
- Yellenme
Ata Sözleri ve Deyimler
- zartayı çekmek