FAHRENHAYT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
FAHRENHAYT harflerini içeren 5 harfli 37 kelime bulunuyor. 5 harfli FAHRENHAYT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAYFA17,
ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)
- Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan
- Siyasi çekişmelerin geçtiği yer
ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)
-
Giriş
Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas
- Başlangıç yemeği
AYRAN
- Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm
-
Yoğurdun sulandırılıp çalkalanmasıyla yapılan içecek
Taşlığa oturup soğuk ayranlar içtik. - Fikret Otyam
Ata Sözleri ve Deyimler
- ayranı kabarmak
- ayranım budur, yarısı sudur
- ayranı yok içmeye, atla (veya tahtırevanla) gider sıçmaya
Birleşik Kelimeler: ayran ağızlı, ayran budalası, ayran delisi, ayran gönüllü
REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)
- Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
-
Tanzimattan önce Osmanlı Devleti'nin Müslüman olmayan uyrukları
Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Hristiyan
TENYA (Kelime Kökeni: Fransızca ténia)
- Şerit
Birleşik Kelimeler: sığır tenyası
YÂRAN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)
-
Dostlar
Durup el bağlayalar yâran saf saf - Baki
-
Bir amaç çevresinde toplanmış veya aynı amacı güttükleri için bir araya gelmiş olanların tümü
Rusçuk yâranı. Malta yâranı.
YÂREN (Kelime Kökeni: Farsça yārān)
-
Arkadaş, yakın dost
Görmeye gelenleri, hâl hatır soranları / Sevgili yârenleri görmez olasın bir gün - Yunus Emre
- Dostların oluşturduğu topluluk
Birleşik Kelimeler: yârenbaşı
HARTA
- `Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak` anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
RAHNE (Kelime Kökeni: Farsça raḫne)
-
Gedik
Bir taraftan aylık taksiti bütçesinde büyük bir rahne açan bu borcu senelerce ödeye ödeye bitirememiş. - Abdülhak Şinasi Hisar
RAHAT (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat)
- İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur
-
Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan
Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... - Refik Halit Karay
-
Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen
Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. - Peyami Safa
-
Aldırmaz, gamsız
Rahat adam.
-
Kolay bir biçimde, kolaylıkla
İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. - Memduh Şevket Esendal
- `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut
Ata Sözleri ve Deyimler
- rahata ermek
- rahata kavuşmak
- rahat batmak
- rahat bırakmak
- rahat bırakmamak (veya vermemek)
- rahat durmak
- rahat etmek
- rahatı kaçmak
- rahatına bakmak
- rahat kıçına batmak
- rahat olmak
- rahat yüzü görmemek
Birleşik Kelimeler: rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat
TAHRA (Kelime Kökeni: Farsça dehre)
- Bir tür eğri budama bıçağı
TENHA (Kelime Kökeni: Farsça tenhā)
- Issız
-
Kalabalık olmayan
Dükkânın önü gene kalabalıkça idi ama içi tenhaydı. - Sermet Muhtar Alus
- Yalnız, tek
Ata Sözleri ve Deyimler
- tenha kalmak
ATFEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭfen)
-
Mal ederek, yükleyerek
Anasını görünce eski bir mezara atfen döktüğü yaşlar, yeni sevdası içindi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
ETRAF (Kelime Kökeni: Arapça eṭrāf)
-
Yanlar, taraflar
Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler. - Peyami Safa
-
Çevre
Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı. - Aka Gündüz
-
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte. - Samiha Ayverdi
Ata Sözleri ve Deyimler
- etrafı boş bulmak
- etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak)
- etrafını almak (veya sarmak)
EFRAT (Kelime Kökeni: Arapça efrād)
- Bireyler, fertler
-
Erler, erat
Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- efradını cami, ağyarını mâni
Birleşik Kelimeler: kura efradı