FAGOSİTOZ Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

FAGOSİTOZ harflerini içeren 3 harfli 27 kelime bulunuyor. 3 harfli FAGOSİTOZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GAF13, FAZ12, FOS11, SOF11, FAS10, GAZ10, GİZ10, SİF10, SAF10, AFİ9, AFT9, FİT9, İFA9, SİZ7, SAZ7, TOZ7, TİZ6, ZAT6, TOS5, ASİ4, AST4, İSA4, SİT4, TAS4, ATİ3, AİT3, İTA3

ATİ (Kelime Kökeni: Arapça ātī)

[isim]

[eskimiş]

  • Gelecek

AİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāʾid)

[sıfat]

  • İlgilendiren, ilişkin, ilişik, ilgili

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ait olmak

İTA (Kelime Kökeni: Arapça iʿṭāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Verme, ödeme

Birleşik Kelimeler: ita amiri, ita emri, ahzüita, amiriita

ASİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāṣī)

[sıfat]

  • Başkaldırıcı

    Padişah içeriye geçince asilerin bir an önceki sersemliği geçti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Dikbaşlı

    Asi evlat.

AST

[isim]

  • Alt
  • Birinin buyruğu altında olan görevli, madun
  • Birine göre alt aşamada olan kimse, madun

[askerlik]

  • Rütbe veya kıdemce küçük olan asker

Birleşik Kelimeler: astsubay

İSA (Kelime Kökeni: İbranice)

[isim]

  • `İyilik edeyim derken kimseyi memnun edemedi` anlamındaki İsa'yı küstürdü, Muhammed'i memnun edemedi atasözünde geçen bir söz

SİT (Kelime Kökeni: Fransızca site)

[isim]

  • Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı

Birleşik Kelimeler: sit alanı

TAS (Kelime Kökeni: Arapça ṭās)

[isim]

  • Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap

[sıfat]

  • Bu kabın alacağı miktarda olan

    İki tas pirinç.

  • Başa giyilen metal koruyucu

    Tulumbacılar yangınlarda başlarına kalaylı taslar giyerler. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tas gibi

Birleşik Kelimeler: tas kebabı, tas tarak, el tası, hamam tası, kafatası, karıntası, sefer tası, su tası, tıraş tası

TOS

[isim]

  • Alın veya boynuzla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tos vurmak

TİZ (Kelime Kökeni: Farsça tīz)

[sıfat]

  • İnce, keskin (ses)

    Tüfeklerin daha tiz yaylım teraneleri bu en yüksek ölüm raksına hâkim olmuş. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: tiz ses

ZAT (Kelime Kökeni: Arapça ẕāt)

[isim]

  • Kişi

    Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri hiç sevmez. - Ahmet Haşim

[eskimiş]

  • Kendi

    Evvelki gün gelen kadın sizi istiyor, zatınızla konuşacakmış. - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: zata mahsus, zatıalileri, zatıaliniz, zat işleri, haddizatında

SİZ

[zamir]

  • Çokluk ikinci kişi zamiri
  • Bir kişiye saygı ve incelik belirtisi olarak kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • siz bilirsiniz
  • sizden
  • sizden iyi olmasın
  • size (veya sizlere) ömür
  • size doyum olmaz
  • siz sağ olun

Birleşik Kelimeler: sizli bizli

SAZ

[isim]

  • Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince, açık sarı renkli kamış, hasır otu, kiliz, kofa

    Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

  • Bu kamıştan yapılmış

Birleşik Kelimeler: saz benizli, saz rengi, saz tavuğu

[isim]

[müzik]

  • Her tür müzik aracı, çalgı
  • Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı
  • Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama

    İnce ve yüksek bir sanat eseri olan saz da milliyetimizin bir hususiyetidir. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Birden çok çalgının bulunduğu takım
  • Çalgılı eğlence yeri

Birleşik Kelimeler: saz eseri, sazevi, saz semaisi, saz şairi, saz şiiri, saz takımı, ince saz, ritim saz, divan sazı, meydan sazı, elektronik sazlar, nefesli sazlar, telli sazlar, üflemeli sazlar, vurmalı sazlar, yaylı sazlar

TOZ

[isim]

  • Çok küçük ve hafif parçacıklara bölünmüş toprak

    Köy yolları tozdan ve çamurdandır ama sevgi ve ızdırapla doludur. - Mehmet Kaplan

  • Çok küçük parçacıklara bölünmüş olan herhangi bir madde

    Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. Bana yalnız tozları kalıyor. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

  • Bu durumda olan

    Toz boya. Toz biber.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • toz almak
  • tozdan dumandan ferman okunmamak
  • toz etmek
  • toz kondurmamak
  • toz koparmak
  • toz olmak
  • tozu dumana katmak
  • tozunu almak (veya atmak veya silkelemek veya silkmek)

Birleşik Kelimeler: toz bezi, toz boya, toz bulutu, toz duman, toz fırçası, tozkoparan, toz maskesi, tozpembe, toz sabun, toz şeker, toz toprak, bıçkı tozu, bulaşık tozu, çiçek tozu, davultozu, kabartma tozu, kurtayağı tozu, limon tozu, Oltu tozu, sabun tozu, süt tozu, zımpara tozu

AFİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[argo]

  • Gösteriş, çalım, caka

    Bir manevra, bir afi, bir dalavere olacak, diyordum. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • afi kesmek (veya satmak veya yapmak)