FABRİKACI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
FABRİKACI harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli FABRİKACI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FACİA14,
ARABİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarabī)
- Arapça
- Araplarla ilgili, Araplara özgü olan
Birleşik Kelimeler: zamkıarabi
BARAK
- Tüylü, kıllı çuha
- Bir cins tüylü av köpeği
BARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca barca)
- Büyük sandal
BAKİR (Kelime Kökeni: Arapça bākir)
- Cinsel ilişkide bulunmamış (erkek)
- El değmemiş, kullanılmamış
- İşlenmemiş (toprak)
- Eskimemiş, yıpranmamış, yeni
KİBAR (Kelime Kökeni: Arapça kibār)
-
Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse)
İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Soylu, köklü (kimse, aile)
Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti. - Haldun Taner
- Büyükler, ulular
Birleşik Kelimeler: kibar düşkünü, kibar lokması, kibarzade, kibarlar âlemi, kelamıkibar, orman kibarı
KABİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳabr)
-
Mezar
Ve serin serviler altında kalan kabrinde / Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: kabir azabı, kabir suali, Anıtkabir
BAKIR
- Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (simgesi Cu)
-
Bu elementten yapılmış
Ertesi gün çadırların önünde Haldun Nedret'in Kadıköy'den getirdiği bakır lamba yanıyordu. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- bakır çalmak
Birleşik Kelimeler: bakır alaşımı, bakır çalığı, bakır kaplama, bakır oksit, bakır pası, bakır rengi, bakır sülfat, bakır taşı, bakır tuzu, dişi bakır, erkek bakır
KIRBA (Kelime Kökeni: Arapça ḳirba)
-
Sakaların içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı, matara
Cesaretini toplamak için küçük kırbasına şarap doldurmayı unutmamıştı. - İhsan Oktay Anar
- Çok su içen kimse
- Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık
ARACI
- Ara bulucu
- İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta
- Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador
- İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği
Ata Sözleri ve Deyimler
- aracı koymak
Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı
KIRCA
-
Hafif kırlaşmış
Tıknaz, kırca, kısa sakallı, kırmızı yüzlü bir efendi. - Memduh Şevket Esendal
BACAK
-
Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü
Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu. - Peyami Safa
- Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ
-
Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak
İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar. - Lâtife Tekin
- İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale
Ata Sözleri ve Deyimler
- bacağına geçirmek
- bacak bacak üstüne atmak
- bacak kadar
- bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
- bacakları kopmak
- bacaklarını uzatmak
- bacakları tutmaz olmak
Birleşik Kelimeler: bacakkalemi, bacakkıran, alabacak, baldır bacak, bastıbacak, karabacak, kılıç bacak, takma bacak, ayıbacağı
İCBAR (Kelime Kökeni: Arapça icbār)
- Zorlama, zorunda bırakma
Ata Sözleri ve Deyimler
- icbar etmek
ABACI
- Aba yapan veya satan kimse
- Abadan giyecek yapan veya satan kimse
- Asalak
- Bedavacı
Ata Sözleri ve Deyimler
- abacı kebeci (ara yerde) sen neci?
AFAKİ (Kelime Kökeni: Arapça āfāḳī)
-
Gereksiz, önemsiz (söz)
Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık. - Ahmet Rasim
- Bir kaynağa dayanmayan, hayalî
BARCI
- Bar işleten kimse