F ile Biten 5 Harfli Kelimeler

F ile biten 5 harfli 79 kelime bulunuyor. Sonu F olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "F ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde F olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HAFİF21, GÜZAF20, ZİFAF20, HOŞAF19, VUKUF19, VASIF19, ZÜYUF19, EVSAF18, HUSUF18, HAYIF18, POSOF18, VAKIF18, ZİHAF18, ZÜLÜF18, EVKAF17, HEDEF17, KİFAF17, KAVAF17, TAVAF17, ZAYIF17, CÜRUF17, PASİF16, SAHAF16, TUHAF16, ÜSKÜF16, AGRAF15, AHLAF15, HİLAF15, HERİF15, HALEF15, HATİF15, İTHAF15, KÜSUF15, NAHİF15, PARAF15, AZNİF14, EŞRAF14, EŞREF14, KAŞİF14, KEŞİF14, LÜTUF14, NISIF14, NEZİF14, SINIF14, SEDEF14, ŞERİF14, ŞEREF14, ŞATAF14, YULAF14, ZARİF14, AMORF13, DATİF13, ELYAF13, KEYİF13, KILIF13, MUTAF13, MOTİF13, MARUF13, MASİF13, MATUF13, REDİF13, ESLAF12, ESNAF12, İNSAF12, İSRAF12, İSTİF12, KESİF12, RESİF12, SAKAF12, SELEF12, AKTİF11, ETRAF11, İTLAF11, KENEF11, LATİF11, TARAF11, TARİF11, TELİF11, TELEF11

AKTİF (Kelime Kökeni: Fransızca actif)

[sıfat]

  • Etkin, canlı, hareketli, çalışkan, faal

    Farkına varmadan ezbercilikten kurtulup aktif araştırıcı olmuşsunuz. - Haldun Taner

  • Etkili
  • Çalışan, çalışmasını sürdüren

    Hâlâ aktif bir kurumdur.

[isim]

[dil bilgisi]

  • Etken

[isim]

[ekonomi]

  • Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aktif rol oynamak

Birleşik Kelimeler: aktif enerji, aktif fiil, aktif güç, aktif metot, aktif taşıma, radyoaktif izotoplar

ETRAF (Kelime Kökeni: Arapça eṭrāf)

[isim]

  • Yanlar, taraflar

    Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler. - Peyami Safa

  • Çevre

    Meçhul kadın korka korka etrafına bakındı. - Aka Gündüz

  • Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit

    Ama derdini etrafına anlatamıyordu işte. - Samiha Ayverdi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etrafı boş bulmak
  • etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak)
  • etrafını almak (veya sarmak)

İTLAF (Kelime Kökeni: Arapça itlāf)

[isim]

  • Öldürme, yok etme, telef etme

    Bu, beni kalbimin en derininden yaralayan bir itlaf hançeri oldu. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itlaf etmek

KENEF (Kelime Kökeni: Arapça kenīf)

[isim]

[halk ağzında]

  • Tuvalet

    Sabahleyin kalkınca ilk iş kenefe gitmek sonra el yüz yıkamaktır. - Orhan Kemal

[sıfat]

  • Pis, berbat

LATİF (Kelime Kökeni: Arapça laṭīf)

[sıfat]

  • Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan

    Bu latif yere rüzgâr nüfuz edemez, güneyin kızgın ateşi orayı yakamazdı. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: cinsilatif

TARAF (Kelime Kökeni: Arapça ṭaraf)

[isim]

  • Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri

    Apartmanın temizliğine azami dikkat edilecek, her taraf pırıl pırıl olacak. - Elif Şafak

  • Yön, yan, doğrultu

    Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. - Memduh Şevket Esendal

  • Yöre, yer

    Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. - Haldun Taner

  • İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri

    Karşı tarafın adamları.

  • Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi

    Evine görücü gelecek kız tarafı strese girerdi. - Üstün Dökmen

  • Bir şeyin belli bölümü, kısmı

    Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taraf (veya tarafını) tutmak
  • tarafa olmak (veya çıkmak)
  • taraf çıkmak (veya olmak)
  • taraf gözetmek

Birleşik Kelimeler: alt tarafı, baba tarafı, üst tarafı

TARİF (Kelime Kökeni: Arapça taʿrīf)

[isim]

  • Tanım

    Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz - Enis Behiç Koryürek

  • Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme
  • Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarife gelmemek
  • tarif etmek

Birleşik Kelimeler: tarifname, harfitarif

TELİF (Kelime Kökeni: Arapça teʾlīf)

[isim]

[eskimiş]

  • Uzlaştırma

[eskimiş]

  • Kitap yazma

[hukuk]

  • Telif hakkı

[sıfat]

  • Yazarın kendisinin kaleme aldığı

    Babamın gene o tarihte oynanan bir telif piyesi de o sahnede oynamıştı. - Halit Fahri Ozansoy

Ata Sözleri ve Deyimler

  • telif etmek

Birleşik Kelimeler: telif hakkı

TELEF (Kelime Kökeni: Arapça telef)

[isim]

  • Hayvanı yok etme, öldürme

[halk ağzında]

  • Boş yere harcama, yıpratma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • telef etmek
  • telef olmak

ESLAF (Kelime Kökeni: Arapça eslāf)

[isim]

[eskimiş]

  • Bizden öncekiler, geçmişler, ahlaf karşıtı

ESNAF (Kelime Kökeni: Arapça eṣnāf)

[isim]

  • Küçük sermaye ve zanaat sahibi

    Kendileri balıkçı olmayıp da balık satan esnafı da severim. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Başlıca düşüncesi, mesleğinin bütün inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kimse

[argo]

  • Kötü yola sapmış olan kadın

    Esnaftan bir kadın.

Birleşik Kelimeler: esnaf ağzı, esnaf loncası

İNSAF (Kelime Kökeni: Arapça inṣāf)

[isim]

  • Acımaya, vicdana veya mantığa dayanan adalet

    Sende insaf yok mu, adamcağız bu borcu birden verirse işi bozulmaz mı?

[ünlem]

  • `Acı, düşün` anlamlarında bir seslenme sözü

    İnsaf! Oraya yarım saatte gidilir mi?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • insafa gelmek
  • insaf etmek
  • insafına kalmış

İSRAF (Kelime Kökeni: Arapça isrāf)

[isim]

  • Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık

    İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • israfa kaçmak
  • israf etmek

İSTİF (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Eşya veya başka nesnelerin düzgün bir biçimde üst üste konulmasıyla oluşan yığın

    Uzunca bir arabaya lekeli şilteler, kirli yastıklar yığılıyordu, istif tekmil olmuştu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Kereste, tahta vb. ağaç ürünlerini kurutmak veya bekletmek amacı ile belirli düzenlerde üst üste dizerek yapılan yığın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istif etmek
  • istifini bozmamak

Birleşik Kelimeler: balık istifi

KESİF (Kelime Kökeni: Arapça kes̱īf)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yoğun

    Karanlık, karın beyazlığıyla karışınca daha kesif, elle tutulur gibi bir şey oluyor. - Nazım Hikmet

  • Saydam olmayan
  • Sık, kalın

Birleşik Kelimeler: kesif yem