EŞKIYALIK Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler

EŞKIYALIK harflerini içeren 3 harfli 29 kelime bulunuyor. 3 harfli EŞKIYALIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞEY8, YAŞ8, AŞI7, KIŞ7, ŞIK7, AŞK6, AYI6, KAŞ6, KEŞ6, LEŞ6, ŞEK6, ŞAL6, ŞAK6, YIL6, KAY5, LEY5, YEL5, YEK5, YAL5, YAK5, AKI4, KIL4, ELK3, ELA3, KAK3, KAL3, KEK3, KEL3, LAK3

ELK (Kelime Kökeni: İngilizce elk)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kuzey Avrupa'da yaşayan, geniş dallı boynuzları olan, iri bir tür geyik

ELA

[isim]

  • Gözde sarıya çalan kestane rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Ela gözlerini sevdiğim dilber / Seni görmeyeli göresim geldi - Karacaoğlan

KAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşu

    İki sipahinin yancıklarında biraz peksimet, biraz da dut kakı olduğu hâlde daha bir lokma yemiş değillerdi. - Nihal Atsız

[sıfat]

[mecaz]

  • Zayıf ve kuru (kimse)

KAL

[isim]

[madencilik]

  • Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi

Birleşik Kelimeler: kalhane

[isim]

[eskimiş]

  • Söz, lakırtı, laf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kale almamak

KEK (Kelime Kökeni: İngilizce cake)

[isim]

  • Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek

[argo]

  • Aptal, bön, kolay aldatılabilen (kimse)

Birleşik Kelimeler: çaylı kek, kakaolu kek, sade kek, üzümlü kek

KEL (Kelime Kökeni: Farsça kel)

[sıfat]

  • Saçı dökülmüş olan (kimse)

    Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam. - Ahmet Ümit

[mecaz]

  • Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)

    Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Gelişmemiş, cılız (bitki)

    Kel bir ağaç.

[mecaz]

  • İçinde az eşya bulunan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kel başa şimşir tarak
  • kele köseden yardım olmaz
  • keli görünmek
  • keli kızmak
  • keli körü toplamak
  • kelin ayıbını takke örter
  • kelin merhemi olsa başına sürer (veya kelin medarı olsa kendi başında olur)
  • kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
  • kel yanında kabak anılmaz

Birleşik Kelimeler: kelaynak, kel kâhya, keloğlan

LAK

[isim]

  • Uzak Doğu'da yetişen Amerikan elmasından çıkan zamk
  • Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde

AKI

[isim]

[fizik]

  • Herhangi bir kuvvet alanında, belli bir düzlemin belli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri, seyelan

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışınım akısı

KIL

[isim]

  • Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
  • Keçi tüyü

[sıfat]

  • Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan

    Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü

[sıfat]

[argo]

  • Huysuz, geçimsiz (kimse)

[bitki bilimi]

  • Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıl (kadar) kalmak
  • kıl gibi
  • kılı kıpırdamamak
  • kılı kırk yarmak
  • kılına dokunmamak
  • kılına halel gelmemek
  • kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
  • kıl kapmak
  • kıl olmak

Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar

KAY

[isim]

  • Yağmur, yaz yağmuru

[isim]

[eskimiş]

  • Kusma

LEY (Kelime Kökeni: Rumence)

[isim]

  • Moldova ve Romanya'nın para birimi

YEL

[isim]

  • Rüzgâr

[halk ağzında]

  • Romatizma ağrısı

[halk ağzında]

  • Kalın bağırsaktaki gaz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yele vermek
  • yel gibi
  • yel gibi gelen sel gibi gider
  • yel üfürdü, sel (veya su) götürdü
  • yel vermek

Birleşik Kelimeler: yel değirmeni, yelkesen, yelkıran, yelkovan, yelölçer, yel yepelek, yel yeperek, yelyutan, akça yel, ak yel, boz yel, kaba yel, kara yel, kızıl yel, akşam yeli, deniz yeli, gün yeli, kara yeli, sabah yeli, sam yeli, seher yeli, tan yeli, yıldız yeli

YEK (Kelime Kökeni: Farsça yek)

[sıfat]

  • Bir, tek

Birleşik Kelimeler: yekdiğeri, yeknesak, yekpare, yekvücut, ciharıyek, düyek, hepyek, pencüyek, şeşyek, yeke yek

YAL

[isim]

[halk ağzında]

  • Köpek ve sığırlara yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yiyecek

YAK (Kelime Kökeni: Tibetçe)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun bir tür öküz, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens)