[isim]

[eskimiş]

• Dıştan görünüş

  Şu anda kendisinin eşkâlini bilen yüzlerce ve belki de binlerce kişi onu arıyordu. - İhsan Oktay Anar

• Biçim (II)

• Kılık

[isim]

• Atın dörtnal ile tırıs arasındaki hızlı yürüyüşü

  At, eşkinle beş on dakikada gittiği yolu dörtnala bir iki dakikada geldi. - Memduh Şevket Esendal

[sıfat]

• Böyle yürüyen (at)

  Çakır, eşkin atına atladığı zaman yanında İsa Bey'in verdiği keskin ve benzersiz kılıç, koynunda da bir fermanla bir mektup vardı. - Nihal Atsız

[zarf]

• Böyle bir yürüyüşle

  Eşkin gitmek.

[isim]

[halk ağzında]

• Filiz

[sıfat]

• Hızlı ve düzenli giden (at)

[sıfat]

[geometri]

• Kenarları eşit olan

[isim]

• Dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar

  Nice kendi hâlinde insanları, dağ başlarında eşkıya tenkil eder gibi öldürttü. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• eşkıya gibi

[isim]

[askerlik]

• Savaşa giden eyalet askeri

[sıfat]

• Hızlı ve düzenli gitmeyen (at)

[isim]

• Eşkıya olma durumu

• Eşkıyaca davranış

  Bu adam bir aralık eşkıyalık yapmış çok nemrut bir herif. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• eşkıyalık etmek