EŞEYLİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
EŞEYLİLİK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli EŞEYLİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
YEŞİL10,
EKİLİ
-
Ekilmiş olan, mezru
Ekili tarla.
ELLİK
- Eldiven
- Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç
- Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven
İLKEL
-
İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif
Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And
- Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
-
Basit, karmaşık olmayan
Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam
- Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad
- Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz
- Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilkel kalmak
Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum
KİLLİ
-
İçinde kil bulunan
Killi kütle. Killi şist.
KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)
- Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
- Ekinlerde başak
-
Külçe biçimindeki şeker
Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan
- Baş, kafa
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelle götürmek
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kelle sağ olsun da külah bulunur
- kellesinden olmak
- kellesini koltuğuna almak
- kellesini uçurmak
- kellesini vurdurmak
- kelleyi koltuğun altına almak
- kelleyi vermek
KELLİ
-
`Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz
Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı
LEYLİ (Kelime Kökeni: Arapça leylī)
-
Yatılı
Orada Amerikan mektebine leyli verdi. - Peyami Safa
-
Geceye özgü
Kadınlar orada güzel, ince, saf, leylidir. - Ahmet Haşim
Birleşik Kelimeler: leyli meccani
YELEK
-
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
Sağ elini yelek cebine attı. - Ömer Seyfettin
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
Ok yeleği.
- Kuş kanadının büyük tüyü, telek
Birleşik Kelimeler: çelik yelek, bağır yeleği, can yeleği, cankurtaran yeleği, ikaz yeleği
YELLİ
-
Yeli çok olan, rüzgârlı
Yelli bir tepe.
- Çok yellenen
- İşveli, fıkırdak
EŞLEK
- Ekvator
Birleşik Kelimeler: gök eşleği
EŞLİK
- Eş olma durumu
-
Birlikte, beraber
Terminale ancak benim eşliğimde gidebildi.
- Belirli bir modeli ile armoni oluşturan ve bir veya birkaç partiye bölüştürülen sesler bütünü
Ata Sözleri ve Deyimler
- eşlik etmek
İŞKİL (Kelime Kökeni: Arapça işkāl'den)
- Kuruntu
İŞLEK
-
Çok işleyen, canlı, hareketli
İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)
İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma. - Tarık Dursun K.
Birleşik Kelimeler: işlek ek
İŞLİK
-
Atölye
İşliğin karanlık köşelerinde babasının yüzlerce hayali vardı. - Reşat Enis
-
Gömlek
Tulumbaya yaklaştı, işliğinin yakasını açtı, kollarını sıvadı. - Samim Kocagöz
KLİŞE (Kelime Kökeni: Fransızca cliché)
-
Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha
Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Basmakalıp (söz, görüş vb.)
Söylediği sözün klişe olduğunu, bir yazarın klişelerle yazmamak zorunda olduğunu kabul etmez o. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: klişehane, dişi klişe