[nesnesiz]

• Eşeleme işi yapılmak

  Dünyanın sorunları eşelendikçe altından yeni sorunlar çıkıyor. - Salâh Birsel

• Bulunduğu yeri kendi kendine eşelemek

  İleride, ilkbahar keyfi içinde, dört ayağı havada eşelenen boz merkebi görüyor musunuz? - Necip Fazıl Kısakürek

[-i]

• Eşit duruma getirmek

[isim]

• Eşitlenmek işi

[isim]

• Eşeyli canlının durumu

[isim]

• Bir malın niteliğini belirtmek, özelliklerini göstermek amacıyla parasız verilen veya gönderilen mal

  Avrupa firmalarından gelen yeni ilaç eşantiyonlarının tariflerini dikkatle okur, not ederdim. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

• Eşekçinin yaptığı iş, merkepçilik

[isim]

• Beşikörtüsü

[isim]

[felsefe]

• İnsanların özellikle hukuk, siyaset ve ekonomi bakımlarından eşitliğini isteyen öğretilerin genel adı, müsavatçılık

[isim]

• Eşekleşmek işi

[isim]

[ekonomi]

• Üretilen mal değerlerinin iniş çıkışına göre tespit edilen ücret ödeme düzeni

[isim]

• Eşitleşmek işi

[isim]

• Eşkıya olma durumu

• Eşkıyaca davranış

  Bu adam bir aralık eşkıyalık yapmış çok nemrut bir herif. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• eşkıyalık etmek

[sıfat]

[sinema]

[televizyon]

• Görüntü ve ses kuşakları veya ses kuşakları arasında eşleme bulunmayan (film)

• Eşlemesi bozulmuş olan (film)