EZGİN ile Oluşan Kelimeler (EZGİN Kelime Türetme)

EZGİN harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. EZGİN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ezgin kelimesinin anlamı nedir? Ezgin ile başlayan kelimeler. Ezgin ile biten kelimeler. İçinde ezgin olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

5 Harfli Kelimeler

EZGİN12, GENİZ12

4 Harfli Kelimeler

EZGİ11, GEZİ11, GİNE8

3 Harfli Kelimeler

GEZ10, GİZ10, GEN7, ZEN6

2 Harfli Kelimeler

GE6, İZ5, ZE5, EN2, İN2, NE2

EN

[isim]

  • Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı

    Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret

[zarf]

  • Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime

    En iyi adamını yollamış buraya. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • en kötü günümüz böyle olsun

Birleşik Kelimeler: en aşağı, en azından, enberi, enöte

İN

[isim]

  • Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk
  • Mağara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in gibi

[isim]

  • İnsan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • in cin
  • in cin top oynamak
  • in cin yok
  • in misin, cin misin

NE

  • Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu

[kimya]

  • Neon elementinin simgesi

[zamir]

  • Hangi şey
  • Her şey

    Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar.

  • Birçok şey

    Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor?

[sıfat]

  • Hangi

    Güzel heykel, ne yandan bakarsan, ne yana çevirirsen gene güzeldir. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

[sıfat]

  • Nasıl

    Bu ne kıyafet?

[zarf]

  • Neden

    Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? - Burhan Felek

[zarf]

  • Şaşma veya abartı bildiren bir söz

    Ne sıcak, ne sıcak! Ne güzel çiçekler! Ne kaba adam!

  • `Sana ne, bana ne` gibi sorularda `ne ilgisi var` anlamına gelen bir söz

    Zahmeti ben çekeceğim, sana ne?

[ünlem]

  • Soru biçiminde şaşma bildiren ünlem

    Ne, yıkıldı ha!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

Birleşik Kelimeler: ne âlâ, neme gerek, neme lazım

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZE

  • Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu

ZEN (Kelime Kökeni: Farsça zen)

[isim]

  • Kadın

Birleşik Kelimeler: zendost

GE

  • Türk alfabesinin sekizinci harfinin adı, okunuşu

[kimya]

  • Germanyum elementinin simgesi

GEN

[sıfat]

[eskimiş]

  • Geniş

[sıfat]

  • Üçgen, dörtgen vb. geometri terimlerinde `kenarlı` anlamıyla kullanılan bir söz

Birleşik Kelimeler: altıgen, beşgen, çeşitkenar üçgen, çokgen, dış çokgen, dik üçgen, dikdörtgen, dikgen, dokuzgen, dörtgen, eşkenar dörtgen, eşkenar üçgen, iç çokgen, ikizkenar üçgen, köşegen, küresel üçgen, ongen, sekizgen, üçgen, yedigen

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Bir süre sürülmeyerek boş bırakılmış (tarla)

    Yurdumuzun neresinde işlenmemiş bir parça toprak, gen bir tarla görsem seni anarım. - Necati Cumalı

[isim]

[biyoloji]

  • İçinde bulunduğu hücre veya organizmaya özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve hücreden hücreye geçen kalıtımsal öge

GİNE

[zarf]

[halk ağzında]

  • Gene, yine

GEZ

[isim]

  • Okun, kirişe geçen ucundaki kertik
  • Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • geze almak
  • gez göz arpacık

[isim]

  • Yer ölçmeye yarar düğümlü ip
  • Yapı işlerinde kullanılan çekül

GİZ

[isim]

  • Sır

    O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini. - Necati Cumalı

[isim]

[denizcilik]

  • Yelken gemilerinde mizana direği denilen kıç direkte eğik duran bayrak sereni

EZGİ

[isim]

[müzik]

  • Belli bir kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi, haz, nağme, melodi

    Pir Sultan ağzından bir ezgi okuyup tüm yürekleri kendine bağladı. - Kemal Bilbaşar

[müzik]

  • Bir müzik parçasında baştan sona kadar belirli yerlerde tekrarlanan ses dizisi

[mecaz]

  • Kulağa hoş gelen ses veya söz dizisi

[mecaz]

  • Gidiş, yol, tarz, tempo

    Bundan böyle aynı ezgide sürüp gidemez.

[halk ağzında]

  • Üzüntü, sıkıntı

Birleşik Kelimeler: ağır ezgi

GEZİ

[isim]

  • Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
  • Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk

    Kafile, rol alan şahıslar tarafından yapılan türlü oyunlarla geziyi tamamlar. - Ahmet Kutsi Tecer

  • Gezilip hava alınacak yer
  • Gezinti yeri

    İnönü gezisi. Taksim gezisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • geziye çıkmak

Birleşik Kelimeler: gezi yazısı, dış gezi, çalışma gezisi, iş gezisi

[isim]

[eskimiş]

  • Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş

    Yalnız omuz başlarını örten, kısa kollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

EZGİN

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Paraca durumu bozuk olan (kimse)
  • Çok cefa görmüş (kimse)

    Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi. - Refik Halit Karay

  • Çürük, ezik (meyve)

[mecaz]

  • Üzüntü veren

    Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu. - Osman Cemal Kaygılı

GENİZ

[isim]

  • Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü

    Genzi iyice yanmıştı, konuşamıyordu, başını iki yana sarsarak niçin diye sordu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • genizden konuşmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: geniz ünlüsü, geniz ünsüzü