Ez ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler

EZ harfleri ile başlayan 5 harfli 9 kelime bulunuyor. Başında EZ olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "ez ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Ez olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

EZGİÇ15, EZGİN12, EZİCİ11, EZİNÇ11, EZBER10, EZMEK9, EZANİ8, EZELİ8, EZİNE8

EZANİ (Kelime Kökeni: Arapça eẕānī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Ezanla ilgili

Birleşik Kelimeler: ezani saat

EZELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ezelī)

[sıfat]

  • Öncesiz

[mecaz]

  • Eski

    Bu kitap ezelî bir imkânsızlığı anlatıyor. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: ezelî rekabet, ezelî takdir

EZİNE

[isim]

  • Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri

Birleşik Kelimeler: Ezine peyniri

EZMEK

[-i]

  • Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek

    Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım. - Enis Behiç Koryürek

  • Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek

    Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek

    Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.

[mecaz]

  • Üzmek, sıkıntıya sokmak

    Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak

    Bu yol hayvanı ezdi.

[mecaz]

  • Yenmek, sindirmek

    Düşmanı ezmek.

[argo]

  • Harcamak

    Paraları bir haftada ezerim. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ez de suyunu iç
  • ezip büzmek

Birleşik Kelimeler: ezimevi, elezer, özezer, karıncaezmez

EZBER (Kelime Kökeni: Farsça ezber)

[isim]

  • Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma

    Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik. - Çetin Altan

  • Ezberleme ve akılda tutma yeteneği

[eskimiş]

  • Ezber edilecek ders

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ezber bozmak
  • ezber etmek
  • ezberinde olmak
  • ezber okumak

EZİCİ

[sıfat]

  • Ezme işini yapan (kimse veya şey)
  • Yıpratan, bunaltan, sıkıntılı

    Hep ağır, ezici, sıkıntılı şeyler düşündükleri belliydi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Üstün gelen, yok eden, ağır basan

    Ezici çoğunluk.

EZİNÇ

[isim]

  • Organik veya ruhsal büyük sıkıntı, azap

EZGİN

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Paraca durumu bozuk olan (kimse)
  • Çok cefa görmüş (kimse)

    Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi. - Refik Halit Karay

  • Çürük, ezik (meyve)

[mecaz]

  • Üzüntü veren

    Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu. - Osman Cemal Kaygılı

EZGİÇ

[isim]

  • Boyaları ezmeye yarayan demir veya porselen alet