EYYAMCI ile Oluşan Kelimeler (EYYAMCI Kelime Türetme)

EYYAMCI harflerinden oluşan 22 kelime bulunuyor. EYYAMCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Eyyamcı kelimesinin anlamı nedir? Eyyamcı ile başlayan kelimeler. İçinde eyyamcı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

EYYAMCI16

5 Harfli Kelimeler

YAYIM11, EYYAM10

4 Harfli Kelimeler

ACEM8, EMAY7

3 Harfli Kelimeler

ACI7, YAY7, CEM7, CAM7, AYI6, ACE6, MEY6, YEM6

2 Harfli Kelimeler

CE5, AY4, EY4, YA4, YE4, AM3, EM3, ME3, MA3

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

AY

[ünlem]

  • Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz

    Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel!

[isim]

  • Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre
  • Yılın on iki bölümünden her biri, mah, meh

    Mart ayı. Nisan ayı. Mayıs ayı.

  • Bir ayın herhangi bir gününden ertesi ayın aynı gününe kadar geçen veya yaklaşık otuz gün olarak kabul edilen süre

    Bu iş ancak üç ayda biter. Temiz iş altı ayda çıkar.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta
  • ay aydın, hesap belli
  • ay gibi
  • ay harmanlanmak
  • ayı gördüm, yıldıza itibarım (veya minnetim) yok
  • ayı görmeden bayram etme
  • ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez

Birleşik Kelimeler: ay balığı, ay balta, aybaşı, ay başı, aybeay, ay çekirdeği, ayçiçeği, ay çöreği, aydede, aydemir, ay dönümü, ayevi, ay gün takvimi, ay gün yılı, ay hâli, ay ışığı, ay karanlığı, ay modülü, ay örümceği, ay parçası, ay takvimi, ay yıldız, ay yılı, ayda yılda bir, aydan aya, ayrıksı ay, dolunay, dönencel ay, gücük ay, kamerî ay, küçük ay, mübarek ay, yarım ay, yeni ay, aşure ayı, bayram ayı, büyük mevlit ayı, büyük tövbe ayı, cicimayı, döl ayı, küçük mevlit ayı, küçük tövbe ayı, matem ayı, orak ayı, ayın on dördü, üç aylar, tövbe ayları

[isim]

[gök bilimi]

  • Dünya'nın uydusu olan gök cismi, kamer, mah, meh

Birleşik Kelimeler: Ay tutulması

EY

[ünlem]

  • Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü

    Ey arkadaş!

  • Usanç anlatan bir seslenme sözü

    Ey, artık çok oluyorsun!

YA (Kelime Kökeni: Arapça yā)

[ünlem]

  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Yürü ya mübarek!

[edat]

  • Evet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ya Allah
  • ya Rabbi (veya Rab)
  • ya sabır
  • ya sabır çekmek
  • ya ya ya şa şa şa

Birleşik Kelimeler: yalelli

[bağlaç]

  • Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz

    Ya, bu adam kim?

  • Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz

    Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen?

  • Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz

    Biz de gelelim mi? -Gelin ya.

  • Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz

    Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya.

  • Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz

    Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım?

  • Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde `hele, özellikle` anlamlarında kullanılan bir söz

    O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar.

  • Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz

    Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var. - Memduh Şevket Esendal

  • Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya

Birleşik Kelimeler: ya da, yahut, veya

YE

  • Türk alfabesinin yirmi sekizinci harfinin adı, okunuşu

CE

  • Türk alfabesinin üçüncü harfinin adı, okunuşu

[ünlem]

  • Kucak çocuklarını, bebekleri eğlendirmek için çıkarılan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ce demeye mi geldin?

[kimya]

  • Seryum elementinin simgesi

AYI

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Memelilerin etobur takımından, beş parmaklı, tabanlarına basarak yürüyen, yurdumuzda boz türü bulunan, iri gövdeli hayvan, kocaoğlan (Ursus arctos)

[ünlem]

  • Kaba saba olan insanlar için kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayı gibi
  • ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne
  • ayı sevdiği yavrusunu hırpalar
  • ayıya kaval çalmak
  • ayı yavrusu ile oynuyor
  • ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış
  • ayıyı vurmadan postunu satmak

Birleşik Kelimeler: ayıbacağı, ayı balığı, ayıboğan, ayı gülü, ayıkulağı, ayı üzümü, ayı yürüyüşü, bozayı, cicimayı, Büyükayı, Küçükayı, dağ ayısı, denizayısı, marsıvan ayısı

ACE (Kelime Kökeni: İngilizce ace)

[isim]

[spor]

  • 343 servis sayısı

MEY (Kelime Kökeni: Farsça mey)

[isim]

[eskimiş]

  • Şarap

Birleşik Kelimeler: meyhane

[isim]

[müzik]

  • Türk halk müziğinde kullanılan, ağzı yassı bir zurna türü

YEM

[isim]

  • Hayvan yiyeceği

    Balıklara yem attık, suyun içi birbirine karıştı. - Fikret Otyam

  • Kuş ve balık tutmak için tuzağa bırakılan, oltaya takılan yiyecek veya yiyecek görüntüsündeki nesne

    Orfozun görünmesiyle yemin kaybolması bir oldu, çocuğun da kolu koparılırcasına sarsıldı. - Halikarnas Balıkçısı

  • Ağızotu

[mecaz]

  • Birini aldatabilmek için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey

[argo]

  • Rüşvet

[argo]

  • Kumarda ütülecek kimseye oyunun başında bilinçli olarak kazandırılan para

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yem dökmek (veya koymak)
  • yem istemez, su istemez
  • yem kestirmek
  • yem olmak

Birleşik Kelimeler: yem borusu, yem torbası, yem verimi, ak yem, balast yem, kesif yem, balık yemi, bitiriş yemi, hayvan yemi, kuşyemi, kuş yemi, papağanyemi, silo yemi, tahıl yemi, tavuk yemi

EMAY (Kelime Kökeni: Fransızca émail)

[isim]

  • Bazı maddeleri korumak, belirli bir parlaklık kazandırmak veya boyamak için kullanılan, saydam veya donuk cama benzeyen cila

ACI

[isim]

  • Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı

    Acıyı sever.

[sıfat]

  • Tadı bu nitelikte olan

    Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra

  • Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ızdırap

    Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem

    İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Çarpıcı, göz alıcı (renk)

[sıfat]

[mecaz]

  • Keskin, şiddetli

    Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal

[sıfat]

[mecaz]

  • Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acı (veya acılar) görmek
  • acı acıyı keser, su sancıyı
  • acı çekmek (veya duymak)
  • acı gelmek
  • acı patlıcanı kırağı çalmaz
  • acısı çıkmak
  • acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
  • acısına dayanamamak
  • acısını almak
  • acısını almak
  • acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
  • acısını çekmek
  • acısını çıkarmak
  • acısını görmek
  • acısı ortaya çıkmak
  • acı söylemek
  • acı vermek

Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı

YAY

[isim]

  • Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç veya metal çubuk

    Sadağını ve yayını kepenek altında dikkatlice tutuyordu. - Nihal Atsız

  • Farklı amaçlarla çeşitli biçimlerde yapılan esnek parça

    Araba yayı. Kilidin yayı. Kanepenin yayı.

  • Zemberek
  • Hallacın pamuk veya yünü atmak için tokmak yardımıyla kullandığı araç

    Karınları hallaç yayından kopup fırlamış gibi beyaz. - Refik Halit Karay

[matematik]

  • Bir çember üzerindeki iki nokta ile bu nokta arasındaki çember parçası

[matematik]

  • Bir eğriden alınan parça

[müzik]

  • Keman, viyolonsel vb. çalgılarda sürterek titreşim yoluyla ses çıkarmaya yarayan parça

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yay gibi

Birleşik Kelimeler: yay ayraç, yayçizer, yay kabzası, yay kolu, halka yay, elektrik yayı, gece yayı, gün yayı, keman yayı, refleks yayı

[isim]

[gök bilimi]

  • Zodyak üzerinde Akrep ile Oğlak arasında bulunan takımyıldızın adı