[sıfat]

• Etiketi olan

[mecaz]

• Protokole uygun (davranış)

[sıfat]

• Soylu

[sıfat]

• Kasketi olan

  Bu rıhtım boyunca birtakım mavi gömlekli, siyah kasketli hamallar yukarıya doğru bağırıyorlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]

• Adil

  Bütün güzel, haklı, adaletli, doğru sözleri bizi satranç taşı hâline getirmek için uyduruyor. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Dayanağı olan

[sıfat]

• Yerine düşmüş, yerinde, uygun

  İsabetli bir karar aldılar.

[sıfat]

• İşareti olan, işaretle belirlenmiş olan

  Dışarıda kolları kırmızı beyaz işaretli askerlerin taşıdığı boş sedyeler süratle uzaklaşıyor. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Kısmeti iyi olan, talihli

[sıfat]

• Gücü olan, güçlü

• Başarılı, üstün olan

[sıfat]

• Sünnet edilmiş olan

[sıfat]

• Mutlu

[isim]

[eskimiş]

• Osmanlı döneminde korgeneral ile albay arasındaki rütbeli subaylara ve bu derecedeki vezirlere verilen unvan

[sıfat]

• İyi huylu

[sıfat]

• Ulu, çok büyük

• Gururlu

  Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş. - Ahmet Rasim

• Görkemli, heybetli

• Debdebeli

• Çalımlı, kurumlu

  Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]

• Değerli

  Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti. - Burhan Felek

[sıfat]

• Eziyet çekerek yapılan

[halk ağzında]

• Eziyet veren, eziyet çektiren, üzgülü

  Eziyetli adam.