[isim]

[müzik]

• Kalın sesli klarnet

[isim]

[eskimiş]

• Saltçılık

[isim]

• Motor silindirinin hacmi 125 santimetreküpten büyük olan, iki tekerlekli motorlu taşıt, motor

[isim]

[eskimiş]

• Bırakılma, terk edilme

• Ayrılma, boşanma

[isim]

• Teslim olma, kendini verme, boyun eğme

  Bu iki kadın da tabii bir teslimiyetle öteki canlı mahlukun şahsiyeti karşısında sönmüşlerdi. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

• teslimiyet göstermek

[isim]

[din bilgisi]

• Hz. Muhammed'in yaşadığı zaman, saadet asrı, devrisaadet

[isim]

• Memnun olma, sevinç duyma, sevinme

  Kurutan, yakan güneşli ve gölgesiz ve nihayetsiz bir çölün ortasında bir bardak buzlu su bulan yolcu memnuniyetini hissettim. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[isim]

[eskimiş]

• Hak ve adalete uygunluk, doğruluk, nasfet

  Bunu burada hakkaniyet borcu olarak belirtmeliyiz. - Haldun Taner

[isim]

[eskimiş]

• Bağlılık

  Birkaç günlük yol arkadaşına hatta alelade bir arkadaşa bu kadar merbutiyet göstermek tabii değildi. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

• Merkeziyetçilik

  En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. - Burhan Felek

[sıfat]

[din bilgisi]

• Sünnet ehli

[isim]

[eskimiş]

• Mensupluk

  Kendilerine mensubiyetimi duyup derhâl beni satın almasaydı. - Refik Halit Karay

[isim]

• Hükümdarlıkla yönetilen bir ülkede hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükûmet etme biçimi

  Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz. - Hüseyin Cahit Yalçın

[isim]

[tarih]

• Osmanlı Devleti'nde 1876 Anayasa'sıyla başlayan ve 1918 Mondros Mütarekesi'ne kadar süren, I. ve II. Meşrutiyet dönemi adlarıyla anılan süre

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

• İslam dinine göre görünmesi sakıncalı olan yerleri örtme

[kimya]

• Karbon elementinin simgesi

• Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir