ESPERANTOCU Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ESPERANTOCU harflerini içeren 5 harfli 70 kelime bulunuyor. 5 harfli ESPERANTOCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CENUP13, RECEP12, CENAP12, ASPUR11, PUNTO11, PUSAT11, PUSET11, POSTA11, POTAS11, POTUR11, TOPUR11, APOTR10, APORT10, NESEP10, OPERA10, PORTE10, PRENS10, PRESE10, PAUNT10, PERON10, PENSE10, PENES10, SERAP10, SEPET10, TAPON10, CESUR10, PATEN9, PEREN9, RACON9, SENCE9, CUNTA9, CONTA9, CESET9, NECAT8, SORUN8, TOSUN8, CEREN8, EOSEN7, SONRA7, SONAT7, SONAR7, SURET7, SURAT7, SUNTA7, SUARE7, STENO7, TORUN7, TURNO7, USARE7, ESTER6, ENSAR6, ENSER6, NOTER6, RESEN6, RAUNT6, SATEN6, SEREN6, SENET6, SETRE6, SETER6, TONER6, TORNA6, TRANS6, TURNE6, TURNA6, TURAN6, TENOR6, TERES6, TERAS6, ANTRE5

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

ESTER (Kelime Kökeni: Almanca Ester)

[isim]

[kimya]

  • Organik asitlerle alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde

ENSAR (Kelime Kökeni: Arapça enṣār)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'e hicret zamanında yardım eden Medineliler

NOTER (Kelime Kökeni: Fransızca notaire)

[isim]

[hukuk]

  • Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak ve yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi, kâtibiadil

    Notere işi düşen insanlara yardım etmeyi pek güzel bilirdi. - Memduh Şevket Esendal

  • Bu görevlinin çalıştığı yer, noterlik

RESEN (Kelime Kökeni: Arapça reʾsen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kendi başına, kendiliğinden
  • Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın

    Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz. - Anayasa

RAUNT (Kelime Kökeni: İngilizce round)

[isim]

  • Boks vb. spor karşılaşmalarında devrelerden her biri

SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)

[isim]

  • Atlas (I)
  • Parlak, pamuklu kumaş

    Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılmış

SEREN

[isim]

[denizcilik]

  • Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder

[mimarlık]

  • Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça

Birleşik Kelimeler: yarım seren, yatay seren

SENET (Kelime Kökeni: Arapça sened)

[isim]

[ticaret]

  • Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit

[eskimiş]

  • Dayanılan veya dayanılacak olan şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • senet vermek

Birleşik Kelimeler: senet sepet, açık senet, emre muharrer senet, hakani senet, mali senet, hatır senedi, hisse senedi, kambiyo senedi, kefalet senedi, ortaklık senedi, pay senedi, teminat senedi, vakıf senedi

SETRE (Kelime Kökeni: Arapça setre)

[isim]

[eskimiş]

  • Düz yakalı, önü ilikli bir ceket türü

    Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

SETER (Kelime Kökeni: İngilizce setter)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Uzun tüylü İngiliz köpeği

TONER (Kelime Kökeni: İngilizce toner)

[isim]

  • Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep

TORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca torna)

[isim]

  • Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh

TRANS (Kelime Kökeni: Fransızca transe)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu
  • Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme

    Mükrimin Hoca trans hâline girer, o gazanın kahramanları ile özdeşleşir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • transa geçmek (veya girmek)

TURNE (Kelime Kökeni: Fransızca tournée)

[isim]

  • Bulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro veya müzik sanatçılarının gezisi

    O günlerde Anadolu'ya turneye çıkmak üzere hazırlanıyorduk. - Sait Faik Abasıyanık