Esm ile Başlayan Kelimeler

ESM ile başlayan 13 kelime bulunuyor. Başında ESM olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde esm olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

ESMERLEŞTİRMEK20

13 Harfli Kelimeler

ESMERLEŞTİRME19

12 Harfli Kelimeler

ESMAYIŞERİFE26

11 Harfli Kelimeler

ESMAYIHÜSNA23, ESMERLEŞMEK17

10 Harfli Kelimeler

ESMERLEŞME16

9 Harfli Kelimeler

ESMERİMSİ13

8 Harfli Kelimeler

ESMERLİK10

7 Harfli Kelimeler

ESMERCE12

5 Harfli Kelimeler

ESMEK7, ESMER7

4 Harfli Kelimeler

ESME6, ESMA6

ESME

[isim]

  • Esmek işi

    Meltemin esmeye başladığı güneyden yavaş yavaş rüzgârsız ölü dalgalar sallana sallana gelmeye koyuldu. - Halikarnas Balıkçısı

ESMA (Kelime Kökeni: Arapça esmāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmayı üstüne sıçratmak

Birleşik Kelimeler: esmayıhüsna, esmayışerife

ESMEK

[nesnesiz]

  • Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak

    İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor. - Ahmet Haşim

[-e]

[mecaz]

  • Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek

    Bu yolculuk size nereden esti?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esip gürlemek

ESMER (Kelime Kökeni: Arapça esmer)

[isim]

  • Siyaha çalan buğday rengi
  • Kurşuni renk

    Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt

[sıfat]

  • Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız

    Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmere al bağla, karşısına geç ağla

Birleşik Kelimeler: esmer amber, esmer buğday, esmer küf, esmer küfler, esmer su yosunları, esmer şeker, esmer un, barut esmeri

ESMERLİK

[isim]

  • Esmer olma durumu

    Su hep akıyor, toprak her an biraz daha koyulaşarak esmerliğini buluyordu. - Tarık Buğra

ESMERCE

[sıfat]

  • Esmere yakın, biraz esmer olan

ESMERİMSİ

[sıfat]

  • Esmere çalan, esmer gibi

ESMERLEŞME

[isim]

  • Esmerleşmek işi

    Güneş hayli alçalmış, sular esmerleşmeye başlamıştı. - Haldun Taner

ESMERLEŞMEK

[nesnesiz]

  • Esmer duruma gelmek

    Yorgun, yıpranmış, esmerleşmiş gibiydi yüzü, tıraş olmamıştı. - Yusuf Atılgan

  • Siyaha yakın bir koyu renk almak

ESMERLEŞTİRME

[isim]

  • Esmerleştirmek işi

ESMERLEŞTİRMEK

[-i]

  • Esmer duruma getirmek

    Kül rengi, morumsu bulut ... kısa sürede ovanın üstünü de kapladı, ortalığı esmerleştirdi. - Tarık Buğra

ESMAYIHÜSNA (Kelime Kökeni: Arapça esmā + ḥusnā)

[isim]

[din bilgisi]

  • Allah'ın adları, esmayışerife

ESMAYIŞERİFE (Kelime Kökeni: Arapça esmā + şerīfe)

[isim]

[din bilgisi]

  • Esmayıhüsna