Eski ile Başlayan Kelimeler

ESKİ ile başlayan 23 kelime bulunuyor. Başında ESKİ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Eski kelimesinin anlamı nedir? Eski ile biten kelimeler. İçinde eski olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

ESKİŞEHİRLİLİK22

11 Harfli Kelimeler

ESKİŞEHİRLİ19

10 Harfli Kelimeler

ESKİLEŞMEK15, ESKİTİLMEK12

9 Harfli Kelimeler

ESKİPAZAR17, ESKİŞEHİR17, ESKİLEŞME14, ESKİCİLİK13, ESKİTİLME11

8 Harfli Kelimeler

ESKİMOCA14, ESKİTMEK10

7 Harfli Kelimeler

ESKİDEN10, ESKİMSİ10, ESKİTME9, ESKİMEK9, ESKİLİK8

6 Harfli Kelimeler

ESKİCE10, ESKİ10, ESKİMO9, ESKİME8

5 Harfli Kelimeler

ESKİZ9, ESKİL6

4 Harfli Kelimeler

ESKİ5

ESKİ

[sıfat]

  • Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı

    Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? - Nurullah Ataç

  • Önceki, sabık

    Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal. - Ayla Kutlu

  • Geçerli olmayan
  • Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan
  • Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan

    Eski öğretmen.

[isim]

  • Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey

    Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim]

[alay yollu]

  • Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz

    Mebus eskisi. Müdür eskisi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eski ağza yeni taam
  • eski çamlar bardak oldu
  • eski defterleri kapatmak
  • eski defterleri yoklamak (veya karıştırmak)
  • eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
  • eski düşman dost olmaz
  • eski hamam eski tas
  • eski hayratı da berbat etmek
  • eski kimliğine bürünmek
  • eski köye yeni âdet getirmek
  • eski kulağı kesiklerden olmak
  • eskisi kadar (veya gibi)
  • eskisini aratmamak
  • eskisi olmayanın yenisi (veya acarı) olmaz
  • eskiye rağbet (veya itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Birleşik Kelimeler: Eski Çağ, Eski Dünya, eski eserler, eski göz ağrısı, eski kafalı, eski kurt, eski püskü, eski toprak, eski tüfek, eski yazı, başeski

ESKİL

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

ESKİLİK

[isim]

  • Eski olma durumu, antikite

    Öyle bir yaştaydık ki eskiliğin oluşturduğu eksikler nedir, bilmiyorduk. - Ayla Kutlu

ESKİME

[isim]

  • Eskimek işi

ESKİTME

[isim]

  • Eskitmek işi

ESKİMEK

[nesnesiz]

  • Eski duruma gelmek, köhnemek

    Eskimiş boş çuvallar gibi sızıp kalırlardı bir köşede. - Kerim Korcan

  • Yıpranmak

    Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Gözden düşmek, değeri kalmamak

    Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Yaşlanmak

ESKİMO

[isim]

  • Kuzey Kutbu'nda yaşayan toplulukların adı
  • Bu topluluktan olan kimse

ESKİZ (Kelime Kökeni: Fransızca esquisse)

[isim]

  • Mimari eserler ve resim için çizimlerle yapılan ön çalışma, taslak

ESKİTMEK

[-i]

  • Çok kullanarak eskimiş duruma getirmek, yıpratmak

    Çocuk, pantolonunu eskitti.

[mecaz]

  • Etkisini sürdürememek, yıpratmak

    Yunus Emre'yi yüzyıllar eskitemedi.

[mecaz]

  • Yaşlandırmak

    Alkol, tütün ve aşk eskitti beni. - Attila İlhan

ESKİDEN

[zarf]

  • Geçmiş zamanlarda, geçmiş çağlarda, geçmişte, mukaddema

    Aynı şeyi eskiden de görmemiş miydim? - Adalet Ağaoğlu

ESKİMSİ

[sıfat]

  • Eskiyi andıran, eskiye benzeyen, eski gibi

ESKİCE

[sıfat]

  • Biraz eski, çok yeni olmayan

    Biraz eskicelerinden seçilmiş olmakla beraber bana yakıştığını küçük kızı bile itiraf etti. - Memduh Şevket Esendal

ESKİCİ

[isim]

  • Her türlü eski eşya alım satımıyla uğraşan kimse
  • Eskimiş ayakkabıları onaran kimse

ESKİTİLME

[isim]

  • Eskitilmek işi

ESKİTİLMEK

[nesnesiz]

  • Eskitme işi yapılmak, eski duruma getirilmek