[isim]

• Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil

  El erimi. Göz erimi.

[isim]

• Muştu

[sıfat]

[eskimiş]

• Soylu

• Eli açık, cömert

[din bilgisi]

• Allah'ın adlarından biri

[isim]

• Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah

  Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mantık]

• Geleneksel mantıkta özne veya yüklem

[matematik]

• Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri

[matematik]

• Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri

[matematik]

• Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

[isim]

• Serme işi

[edebiyat]

• Oyun, roman, hikâye, masal vb. anlatı türlerinde kişilerin ve çevrenin tanıtıldığı, konunun, olayın anlatılmaya başlandığı bölüm

[isim]

[tıp]

• Dinlenme durumundaki kasın normal gerginliği

[isim]

• Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman

  İşçilerin verimi. Makinenin verimi. Ağacın verimi.

• Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere

  Yeni çıkan kitaplar, özellikle yerli yazarların verimleri öne geçiyor hep. - Selim İleri

• Elde edilen ürün, hizmet vb.yle onu elde etmek için harcanan iş arasındaki oran

Ata Sözleri ve Deyimler

• verim düşürmek

[isim]

[sinema]

[tiyatro]

• Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon

• Sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması, vizyon

• Sinema, tiyatro, konser vb. sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans

Ata Sözleri ve Deyimler

• gösterime girmek

[isim]

• Birtakım bilgileri içeren, kişiden kişiye veya kurumlar arası bilginin geçişini sağlayan belge

[isim]

[halk ağzında]

• Tuzsuz taze peynir, nişasta, pirinç unu konularak yapılan bir tatlı türü