ENTERESANLIK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ENTERESANLIK harflerini içeren 5 harfli 120 kelime bulunuyor. 5 harfli ENTERESANLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ASLIK7, ASKLI7, ISTAR7, ISLAK7, ISKAT7, KASNI7, KASIR7, KASIT7, KASLI7, NAKIS7, NASIL7, NASIR7, RASIT7, SIRAT7, SALIK7, SANIK7, SARIK7, SANRI7, SANLI7, SAKLI7, SAKIT7, SAKIN7, SATIN7, SATIR7, ARKIT6, ARTIN6, ARTIK6, ANLIK6, ANTLI6, ASKER6, ASLEN6, ALTES6, ALTIN6, ALTIK6, ESLEK6, ESNEK6, ESTER6, ETSEL6, EKSEN6, EKSER6, ENSAR6, ENSER6, ITLAK6, ILTAR6, KITAL6, KARIN6, KANIT6, KANLI6, KARLI6, KATLI6, KATIR6, KARST6, KASET6, KALIN6, KALIT6, KESRE6, KESER6, KERES6, KESAT6, KESEL6, KESEN6, KIRAN6, KIRAT6, KELES6, LANSE6, NESNE6, NEKES6, NALIN6, NATIR6, RESEN6, SATEN6, SEREN6, SERAK6, SENET6, SENEK6, SELEN6, SELEK6, SETRE6, SETER6, SEKTE6, SEKEL6, TIRAK6, TRANS6, TANRI6, TANIK6, TELES6, TERES6, TERAS6, ANKET5, ANELE5, ANTEN5, ANTRE5, AKLEN5, ERKAN5, ERKEN5, ETENE5, ETKEN5, EKLER5, EKRAN5, ENTEL5, KARNE5, KATRE5, KERTE5, KETAL5, KETEN5, KENAR5, KENET5, KELER5, LANET5, NELER5, NEKRE5, RAKET5, REKAT5, TRAKE5, TANEN5, TELEK5, TEREK5, TEKNE5, TEKER5, TEKEL5

ANKET (Kelime Kökeni: Fransızca enquête)

[isim]

  • Sormaca

    Öteden beri zaman zaman yapılagelen bu anketler ne güzel anketlerdir! - Behçet Necatigil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anket yapmak

ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka

ANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca antenne.)

[isim]

  • Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz

[hayvan bilimi]

  • Duyarga

[denizcilik]

  • Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar

Birleşik Kelimeler: anten yükselteci, çanak anten

ANTRE (Kelime Kökeni: Fransızca entrée)

[isim]

  • Giriş

    Bir müddet sonra her ikisi de büyük antreden çıkıp kaybolurlar. - Ahmet Muhip Dranas

  • Başlangıç yemeği

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

ERKÂN (Kelime Kökeni: Arapça erkān)

[isim]

  • Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler, üstler

    Yüksek sınıf mahalle erkânını da konaklarına uğrayıp meseleden haberdar eder. - Refik Halit Karay

  • Yol, yöntem

    Onun arkasına bu yolda, bu erkânda gelmiş geçmiş ustalar, pirler vardı. - Ömer Seyfettin

[askerlik]

  • General veya amiral aşamasındaki askerler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erkân göstermek

Birleşik Kelimeler: erkânıharbiyeiumumiye, erkânıharp, erkân kürkü, erkân minderi, adap erkân, yol erkân, hükûmet erkânı, çarıklı erkânıharp

ERKEN

[zarf]

  • Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

    Sakın geç kalma, erken gel. - Ahmet Rasim

  • Sabahın ilk saatlerinde

    Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
  • erken kalktım işime, şeker kattım aşıma

Birleşik Kelimeler: erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı

ETENE

[isim]

[anatomi]

  • Döl eşi

[bitki bilimi]

  • Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ETKEN

[isim]

  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]

  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir

[dil bilgisi]

  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)

[isim]

  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

EKRAN (Kelime Kökeni: Fransızca écran)

[isim]

  • Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
  • Beyaz perde, görüntülük

[sinema]

[televizyon]

  • Televizyon camı, görüntülük

Birleşik Kelimeler: ekran koruyucu, sayfa ekran

ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)

[sıfat]

  • Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)

[isim]

[mecaz]

  • Sahte aydın

    Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entel takılmak

KARNE (Kelime Kökeni: Fransızca carnet)

[isim]

[eğitim bilimi]

  • Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge
  • Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge

    Ekmek karnesi. Vapur karnesi.

Birleşik Kelimeler: çalışma karnesi, sağlık karnesi

KATRE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭre)

[isim]

[eskimiş]

  • Damla

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katresi kalmadı (veya yok)

KERTE

[isim]

  • İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti

[mecaz]

  • Derece, radde

    Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık. - Aydın Boysan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kertesine gelmek
  • kertesine getirmek

Birleşik Kelimeler: son kerte