ENSTRÜMANTALİZM Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

ENSTRÜMANTALİZM harflerini içeren 8 harfli 32 kelime bulunuyor. 8 harfli ENSTRÜMANTALİZM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MÜSTEZAT15, MÜLTEZİM15, NATÜRİZM14, MÜSTAMEL13, MİZANSEN13, MATMAZEL13, METASTAZ13, NÜMİSMAT13, SATANİZM13, ANANESİZ12, ANAMNEZİ12, ANTETSİZ12, AZAMETLİ12, ATLETİZM12, MÜSTENİT12, NAMÜSAİT12, SÜTLİMAN12, TANZİMAT12, TAZMİNAT12, ÜSTLENİM12, ZALİMANE12, ALAMİNÜT11, NATÜRİST11, SÜNNETLİ11, TENZİLAT11, MARMELAT10, SİNERAMA10, TESLİMAT10, ANTRASİT9, TERMİNAL9, İNTRANET8, LANTANİT8

İNTRANET (Kelime Kökeni: İngilizce intranet)

[isim]

  • 343 yerel ağ

LANTANİT (Kelime Kökeni: Fransızca lanthanide)

[isim]

[kimya]

  • Birbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57-71 arasında olan, seyrek bulunan elementlerin genel adı

ANTRASİT (Kelime Kökeni: Fransızca anthracite)

[isim]

[madencilik]

  • Güçlükle tutuşan, koku, duman çıkarmadan büyük bir ısı vererek yanan bir taş kömürü türü

TERMİNAL (Kelime Kökeni: Fransızca terminal)

[isim]

  • Otobüs, uçak vb. taşıtların yolcularını ilk aldığı veya son bıraktığı yer

[bilişim]

  • Bir veri iletişim ortamında veri giriş çıkışını sağlayan donanım birimi veya donanım birimleri topluluğu

Birleşik Kelimeler: terminal dönem

MARMELAT (Kelime Kökeni: Fransızca marmelade)

[isim]

  • Şeker karıştırılarak pişirilmiş meyve ezmesi

    Ayva marmeladı.

Birleşik Kelimeler: alıç marmeladı, ayva marmeladı, erik marmeladı

SİNERAMA (Kelime Kökeni: Fransızca cinérama)

[isim]

[sinema]

  • Mercekleri 27 milimetre aralıklı üç ayrı alıcının yan yana birleştirilip eşlemeli olarak çalıştırılmasıyla ortaya çıkan bir geniş perde ve üç boyutlu sinema tekniği

TESLİMAT (Kelime Kökeni: Arapça teslīmāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Teslim edilen eşyalar veya yatırılan paralar
  • Teslim etme işi

ALAMİNÜT (Kelime Kökeni: Fransızca à la minute)

[sıfat]

  • Acele, çabuk

    Alaminüt fotoğraf.

Birleşik Kelimeler: alaminüt yemek

NATÜRİST (Kelime Kökeni: Fransızca naturiste)

[sıfat]

  • Doğacı

SÜNNETLİ

[sıfat]

  • Sünnet edilmiş olan

TENZİLAT (Kelime Kökeni: Arapça tenzīlāt)

[isim]

[ticaret]

  • İndirim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tenzilat yapmak

ANANESİZ

[sıfat]

  • Geleneğe sahip bulunmayan

    Bu milliyetsizlik yüzünden edebiyatsız, sanatsız, ananesiz kalan Türkler, en basit hakikatlere de akıl erdiremiyorlardı. - Ömer Seyfettin

ANAMNEZİ (Kelime Kökeni: Fransızca anamnèsie)

[isim]

[tıp]

  • Anamnez

ANTETSİZ

[sıfat]

  • Başlıksız

    Antetsiz bir kâğıt çektim. - Refik Halit Karay

AZAMETLİ

[sıfat]

  • Ulu, çok büyük
  • Gururlu

    Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş. - Ahmet Rasim

  • Görkemli, heybetli
  • Debdebeli
  • Çalımlı, kurumlu

    Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu