ENDONEZYALI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
ENDONEZYALI harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli ENDONEZYALI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ANDIZ11,
ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)
- Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka
NALIN (Kelime Kökeni: Arapça naʿleyn)
-
Takunya
Çarşı hamamlarındaki nalınlar da boy boymuş. - Salâh Birsel
Birleşik Kelimeler: natır nalını
AYNEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaynen)
-
Olduğu gibi, hiçbir değişiklik olmadan, aynıyla
Benimki de ne yapsın, ne gördüyse aynen sürdürüyor. - Elif Şafak
ELDEN
- Doğrudan
-
Başkasıyla
Parayı elden yolladı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- elden almak
Birleşik Kelimeler: elden düşme, art elden, bir elden, ilk elden, tezelden
LADEN (Kelime Kökeni: Farsça lāden)
- Ladengillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, tüylü ve genellikle yapışkan yapraklı, beyaz veya pembe çiçekli, reçinesi hekimlikte kullanılan bir bitki (Cistus creticus)
- Bu bitkiden elde edilen sürme, rastık
NEDEN
-
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
Biz Şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz? - Haldun Taner
-
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden onu ayrıca ilgilendiriyor. - Attila İlhan
- Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
Ata Sözleri ve Deyimler
- neden olmak
Birleşik Kelimeler: neden bilimi, neden sonra, ereksel neden, ağırlaştırıcı neden, hafifletici neden, varlık nedeni
ANYON (Kelime Kökeni: Fransızca anion)
- Negatif elektrikle yüklü iyon, eksin
ALYON (Kelime Kökeni: Fransızca Antoine Alleon'un adından)
- Çok zengin (kimse)
Ata Sözleri ve Deyimler
- alyon kesilmek
EDALI
- Herhangi bir biçim ve görünüşlü olan
- Tavırları hoş olan, nazlı, işveli
LANDO (Kelime Kökeni: Fransızca landau)
- Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmiş karşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp kapanabilen çift körüklü binek arabası
NEZLE (Kelime Kökeni: Arapça nezle)
-
Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil
Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir. - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: nezle otu, bahar nezlesi, İspanyol nezlesi, saman nezlesi
ONDAN
- o sebeple
- onun tarafında olan (kimse)
Ata Sözleri ve Deyimler
- o denli
- o duvar senin, bu duvar benim
- o gün bugün(dür)
- o kadar
- o kapı (veya mahalle) senin bu kapı (veya mahalle) benim
- onlardan
- o taraflı olmamak
- o tarakta bezi olmamak
- o yolun yolcusu
YILAN
-
Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen, uzun hayvan
Ok yılanı. Su yılanı. Çıngıraklı yılan. Gözlüklü yılan.
-
Sinsi ve hain
Gözlerinde ancak annemin bildiği bir yılan ışıltısıyla gülüyor. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- yılan gibi
- yılan gibi sokmak
- yılanın kuyruğuna basmak
Birleşik Kelimeler: yılan balığı, yılanbaşı, yılan çıyan, yılan çiçeği, yılan derisi, yılandili, yılan gömleği, yılan hikâyesi, yılaniğnesi, yılan kavı, yılankavi, yılankemiği, yılan taşı, yılanyastığı, çıngıraklı yılan, gözlüklü yılan, karayılan, kör yılan, sağır yılan, ağaç yılanı, boa yılanı, deniz yılanı, katır yılanı, mercan yılanı, ok yılanı, su yılanı
YANLI
- Yandaş
Birleşik Kelimeler: çok yanlı, tek yanlı
YALIN
- Alev
- Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı)
-
Çıplak, kınından çıkmış
Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı. - Ercüment Ekrem Talu
Birleşik Kelimeler: yalın ad, yalın ayak, yalın cümle, yalın durum, yalıngöz, yalın hâl, yalın isim, yalın kat, yalın kelime, yalın kılıç, yalın sıfat, yalın tümce, yalın üslup, yalın yapıldak, yalın zaman, yalın zarf