ENDONEZYALI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ENDONEZYALI harflerini içeren 4 harfli 36 kelime bulunuyor. 4 harfli ENDONEZYALI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YAZI10, DAYI9, ZADE9, ANIZ8, AZOL8, DAYE8, OZAN8, ZONA8, AYIN7, AYLI7, AYNI7, AYOL7, AZEL7, ADLI7, ADIL7, ALDI7, DONE7, EZEL7, EZAN7, ENEZ7, LODA7, ONAY7, OLAY7, YALI7, DANE6, EDNA6, ELDE6, YELE6, ALIN5, NOEL5, NEON5, ANNE4, ELAN4, NENE4, NALE4, NANE4

ANNE

[isim]

  • Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba
  • Yavrusu olan dişi hayvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anne olmak

Birleşik Kelimeler: anneanne, babaanne, büyükanne, cicianne, hanımanne, sütanne, üvey anne

ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)

[zarf]

[eskimiş]

  • Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha

    Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay

NENE

[isim]

  • Nine

[eskimiş]

  • Anne

NALE (Kelime Kökeni: Farsça nāle)

[isim]

[eskimiş]

  • İnleme, inilti

NANE (Kelime Kökeni: Arapça naʿnaʿ)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita)
  • Bu bitkinin kurutulmuş yapraklarından elde edilen baharat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nane yemek

Birleşik Kelimeler: nanemolla, nane ruhu, nane suyu, nane şekeri, bahçe nanesi, dağ nanesi, kedi nanesi, su nanesi, taş nanesi, yaban nanesi

ALIN

[isim]

  • Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü
  • Bazı şeylerin önü, ön yüzü
  • Karşı

    Güneşin alnında durma.

[madencilik]

  • Bir ocakta her türlü ayak, galeri, baca, kuyu ve yolun ilerletilmekte olan yüzeyi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alın damarı çatlamış
  • alna yazılan başa gelir
  • alnı açık yüzü ak
  • alnına kara sürmek
  • alnından öpmek
  • alnında yazılmış olmak
  • alnını karışlamak
  • alnının akıyla
  • alnının kara yazısı

Birleşik Kelimeler: alın çatı, alın teri, alın yazısı, alnı açık

NOEL (Kelime Kökeni: Fransızca noël)

[isim]

  • Hristiyanların her yıl 25 Aralık'ta Hz. İsa'nın doğum gününü kutladıkları yortu

    Bizim çocukluğumuzda Noel ve yılbaşı gâvur bayramları idi. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: Noel ağacı, Noel Baba

NEON (Kelime Kökeni: Fransızca néon)

[isim]

[kimya]

  • Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
  • Neon lambası

    O koca çınarın altındaki fıskiyeli, kameriyeli, neon ışıklı havuz kaça çıkardı? - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: neon lambası, neon tüpü

DANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Kuş yemi

EDNA (Kelime Kökeni: Arapça ednā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çok aşağı, en alt düzeyde

    İlmin âlâsı da olur, ednası da! - Hüseyin Rahmi Gürpınar

ELDE

[isim]

[matematik]

  • Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı

YELE

[isim]

  • At, aslan vb. hayvanların ensesinde veya boynunda bulunan uzun kıllar

    Ben, yelesi yelde dalgalanan, sağrısı köpüklü kır atıma bineceğim. - Nazım Hikmet

  • Balıklarda sırt yüzgeci

AYIN (Kelime Kökeni: Arapça ʿayn)

[isim]

[eskimiş]

  • Arap alfabesinin on sekizinci harfinin adı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayınları çatlatmak

AYLI

[sıfat]

  • Üzerinde ay biçimi bulunan

    Üzerlerinde kırmızı aylı beyaz bayrakların sallandığı geniş çadırların önünde öteye beriye gidip gelen doktorlar dolaşıyor. - Nazım Hikmet

  • Ay ışığı olan, mehtaplı

    Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu. - Necati Cumalı

[halk ağzında]

  • Gebe

AYNI

[sıfat]

  • Benzer

    Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. - İhsan Oktay Anar

  • Başkası değil, yine o
  • Aralarında ayrım olmayan

    Yirmi sene hep aynı renkler içinde dönüp dolaştık. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

  • Eski durumunda kalmış, değişmemiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aynı ağzı kullanmak
  • aynı fotoğraf karesinde yer almak
  • aynı kafada olmak
  • aynı kapıya çıkmak
  • aynı karede yer almak (veya bulunmak)
  • aynı potada erimek
  • aynı telden çalmak
  • aynı yastıkta kocamak
  • aynı yolun yolcusu (olmak)

Birleşik Kelimeler: aynı zamanda